Birçok çocuk ve ergen göz kırpma, omuz silkme, boğaz temizleme ya da istemsiz sesler çıkarma gibi tik davranışları gösterebiliyor. Bu durum aileleri endişelendirirken, çocuklar da sosyal ortamlarda bazen utanç duyabiliyor veya dikkat dağınıklığı sorunları yaşayabiliyor.
İçerik
Toggle
Tik bozukluklarını doğru anlamadığınızda ve uygun şekilde yaklaşmadığınızda, çocuğun özgüveni zarar görebiliyor ve akademik başarısı düşebiliyor. Aileler ya da çevredekiler sürekli uyarıp “Dur, yapma” dediğinde, tikler daha da artabiliyor.
Tik bozuklukları, doğru bilgi ve yaklaşımla yönetilebilen, çoğunlukla geçici nörolojik durumlar aslında.
Bu rehberde tik bozukluklarının türlerini, nedenlerini ve tetikleyici faktörleri daha iyi kavrayacaksınız.
Tanı süreci, tedavi seçenekleri, eşlik eden psikiyatrik durumlar ve pratik destek yolları konusunda da sık sorulan sorulara değineceğim.
Tik Bozukluklarının Tanımı ve Sınıflandırılması
Tik bozuklukları, ani ve tekrarlayan motor hareketler ya da seslerle kendini gösteren nöropsikiyatrik durumları kapsıyor. Bunları motor ve vokal tikler olarak ikiye ayırıyoruz; her biri basit veya kompleks olabiliyor.
Tikler: Genel Tanım ve Özellikler
Tikler dediğimizde, ani, hızlı ve istemsiz şekilde ortaya çıkan, tekrarlayan hareketler ya da seslerden bahsediyoruz. Genellikle vücudun belli kas gruplarında ortaya çıkıyorlar ve belirli bir ritimleri yok.
Tiklerin bazı temel özellikleri var:
- İstemsiz ve kontrolsüz şekilde ortaya çıkarlar.
- Zamanla değişebilirler ama belli bir süre boyunca karakteristik biçimde tekrarlanırlar.
Çoğunlukla çocuklukta başlıyorlar. Stres, heyecan veya yorgunluk olduğunda tikler artabiliyor.
Tikler genellikle 5-7 yaş arasında başlıyor. İlk belirtiler sıkça baş ve boyun bölgesinde görülüyor.
Zamanla gövde ve uzuvlara yayılabiliyorlar.
Yaş ilerledikçe, çocuklar tiklerini daha iyi kontrol etmeyi öğrenebiliyor ve bazen dakikalarca, hatta saatlerce bastırabiliyorlar.
Motor ve Vokal Tikler Arasındaki Farklar
Motor tikler ve vokal tikler arasında temel farklar var.
| Tik Türü | Özellikler | Örnekler |
|---|---|---|
| Motor Tikler | Kas hareketleriyle ilgili | Göz kırpma, baş sallama, omuz silkme |
| Vokal Tikler | Ses çıkarmayla ilgili | Öksürme, gırtlak temizleme, ses çıkarma |
Motor tikler genellikle vokal tiklerden önce başlıyor. İlk belirtiler çoğunlukla yüzde ve boyunda ortaya çıkıyor.
Vokal tikler ise genellikle biraz daha sonra başlıyor ve ses telleri ya da solunum kaslarının istemsiz kasılmasıyla oluşuyor. Bazen kelime veya cümle parçaları da çıkabiliyor.
Motor tikler daha görünür oluyor, vokal tikler ise ses çıkardığı için dikkat çekebiliyor.
Basit ve Kompleks Tikler
Tikleri basit ve kompleks olarak da ayırıyoruz. Burada karmaşıklık düzeyi önemli.
Basit Tikler:
- Tek bir kas grubu ya da ses içerirler.
- Kısa ve hızlıdırlar.
- Genelde çok dikkat çekmezler.
- Motor örnekler: göz kırpma, burun kırıştırma.
- Vokal örnekler: öksürme, burnunu çekme.
Kompleks (Karmaşık) Tikler:
- Birden fazla kas grubunu içerirler.
- Daha uzun sürerler.
- Koordineli hareketler gibi görünebilirler.
- Motor örnekler: atlama, bir şeye dokunma, çarpma hareketleri.
- Vokal örnekler: kelime tekrarları, küfür etme.
Kompleks tikler bazen kasıtlı gibi görünebiliyor, ama yine de istemsizler.
Genellikle önce basit tikler başlıyor, sonra kompleks olanlar eklenebiliyor ya da ikisi bir arada olabiliyor.
Tik Bozukluğu Çeşitleri
Tik bozukluklarını üç ana grupta topluyoruz: geçici tikler, kronik tikler ve Tourette sendromu. Her birinin süresi ve şiddeti farklı.
Geçici Tik Bozukluğu
Geçici tik bozukluğu çocuklarda en sık görülen tik türü. İlkokul çağındaki çocukların yaklaşık %10’unda görülüyor.
Bu tikler genellikle 4-6 hafta sürüyor. Bir yıldan fazla devam etmiyorlar.
Motor tikler daha yaygın ve çoğunlukla yüz bölgesinde ortaya çıkıyor.
Geçici tiklerin özellikleri:
- Ani başlıyorlar.
- Kısa sürüyorlar.
- Stres ve yorgunlukla artabiliyorlar.
- Uyurken kayboluyorlar.
Öğretmenler veya başkaları bu tikleri fark edebiliyor. Çocuğun stresli olup olmadığını düşünebiliyorlar.
Çoğu zaman özel bir tedavi gerekmiyor.
Kronik Tik Bozukluğu
Kronik tik bozukluğu bir yıldan uzun süren tikleri kapsıyor. Motor veya vokal tikler şeklinde görülüyor ama ikisi bir arada olmuyor.
Genellikle çocuklukta başlıyor. Yetişkinliğe kadar devam edebiliyorlar.
Şiddeti zaman zaman değişiyor.
Kronik tiklerin belirtileri:
- Sürekli motor ya da vokal tikler.
- En az 12 ay boyunca devam ediyorlar.
- Günlük hayatı etkileyebiliyorlar.
- Sosyal ve akademik sorunlara yol açabiliyorlar.
Davranışçı terapi ve psikoeğitim burada önemli oluyor. Gerekirse ilaç tedavisi de düşünülebiliyor.
Tourette Sendromu ve Tourette Bozukluğu
Tourette sendromunda hem motor hem de vokal tikler birlikte görülüyor. Tanı için DSM-5 kriterlerini kullanıyoruz.
Motor tikler genellikle vokal tiklerden önce başlıyor. En az iki motor tik ve bir vokal tik gerekiyor. Tikler bir yıldan uzun sürüyor.
Tourette sendromunun özellikleri:
| Özellik | Açıklama |
|---|---|
| Başlangıç yaşı | 18 yaşından önce |
| Süre | En az 1 yıl |
| Tik türü | Motor + vokal tikler |
| Seyir | Dalgalı şiddet gösterebiliyor |
Tourette bozukluğu olanlarda DEHB ve OKB’ye sık rastlıyoruz. Bu durumlar tedaviye yaklaşımı da etkiliyor.
Eşlik edebilen durumlar:
- Dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu
- Obsesif kompulsif bozukluk
- Anksiyete bozuklukları
- Öğrenme güçlükleri
Tedavide çok yönlü yaklaşmak gerekiyor. Davranışçı terapi, stres yönetimi ve bazen ilaç tedavisi devreye giriyor.
Tiklerin Nedenleri ve Artışını Tetikleyen Faktörler

Tik bozukluklarının nedenleri oldukça karmaşık. Genetik yatkınlık ve çevresel etkenler bir araya geldiğinde tikler ortaya çıkıyor.
Dopamin ve diğer nörotransmitterlerdeki dengesizlikler tiklerin temelinde yer alıyor. Stres ve kaygı gibi dışsal faktörler ise mevcut tiklerin şiddetini artırıyor.
Genetik ve Nörolojik Etkenler
Genetik faktörler tik bozukluklarının gelişiminde ana rolü oynar. Eğer ailede tik öyküsü varsa, çocukta tik geliştirme riski ciddi şekilde yükseliyor.
Tiklerin oluşumunda dopamin metabolizmasındaki bozukluklar öne çıkıyor. Beyin kimyasallarından dopaminin, özellikle bazal ganglia bölgesinde anormal çalışması tiklere yol açıyor.
Nörolojik faktörler şu sistemleri etkiliyor:
- Dopamin reseptörleri – Aşırı duyarlılık
- Serotonin düzeyleri – Dengesizlik
- Bazal ganglia – Hareket kontrolünde aksaklıklar
Tourette Bozukluğu’nda genetik geçiş oranı %50-70 civarında. Erkek çocuklarda kızlara göre 2-3 kat daha fazla görülüyor.
Bu cinsiyet farkı, X kromozomuna bağlı genetik etkenlerin etkili olabileceğini düşündürüyor.
Çevresel ve Psikososyal Faktörler
Çevresel faktörler tiklerin ortaya çıkmasında tetikleyici rol oynuyor. Özellikle çocuklukta yaşananlar tik gelişimini etkiliyor.
Aile içi dinamikler de burada devreye giriyor:
- Aşırı kontrolcü ve baskıcı tutumlar
- Çocuğa yeterince ilgi ve sevgi gösterilmemesi
- Sürekli eleştiri ve performans baskısı
- Akranlarıyla kıyaslanması
“Çocuğun davranışlarının sıkça eleştirilmesi ve üst düzey beklentiler tiklerin şiddetini artırır.”
Aile içindeki sorunlar ve geçimsizlikler çocukta güvensizlik yaratıyor. Kardeş kıskançlığı da sık rastlanan bir tetikleyici.
Ürkek, titiz, aşırı hassas ve kaygılı çocuklarda tikler daha uzun süre kalabiliyor.
Stres, Kaygı ve Tiklerin Şiddeti
Stres ve kaygı tiklerin temel nedeni değil, ama var olan tikleri çoğu zaman tetikliyor ve şiddetini artırıyor. Yaşamsal stresler, sıkıntı ve heyecan tiklerin sıklığını belirgin biçimde etkiliyor.
Tiklerin şiddetini artıran bazı durumlar şöyle:
| Tetikleyici | Etki Düzeyi |
|---|---|
| Yorgunluk | Yüksek |
| Gerginlik | Çok Yüksek |
| Heyecan | Orta |
| Sosyal Baskı | Yüksek |
Çocuğun tiklerine sürekli dikkat çekmek veya uyarmak, tiklerin sürmesine sebep oluyor. Ceza ve baskı ise çocuğu daha çok strese sokuyor.
Kaygı arttıkça tikler sıklaşıyor ve güçleniyor. Sosyal ortamlarda alay edilme korkusu da ek stres yaratıyor, bu da kısır döngüye neden oluyor.
Tik Bozukluklarında Belirtiler ve Tanı Süreci
Tik bozukluklarının tanısı için belirtileri dikkatlice gözlemlemek ve DSM-5 kriterlerini uygulamak gerekiyor. Değerlendirme sırasında tiklerin tipi, sıklığı ve günlük yaşama etkisi detaylı şekilde analiz ediliyor.
Tik Belirtileri ve Gözlemleme
Motor tikler genellikle ani ve istemsiz kas hareketleriyle ortaya çıkıyor. Basit motor tikler arasında göz kırpma, omuz silkme ve yüz ifadeleri var.
Karmaşık motor tikler ise birden fazla kas grubunu içeren, daha koordineli hareketlerle kendini gösteriyor.
Vokal tikler sesli belirtiler şeklinde ortaya çıkıyor:
- Basit vokal tikler: Gırtlak temizleme, öksürme, “ah” gibi sesler
- Karmaşık vokal tikler: Kelime tekrarları, coprolali (uygunsuz kelimeler)
Tikler genellikle stres, yorgunluk ve heyecan durumlarında artıyor. Rahatlama anlarında azalabiliyor ya da geçici olarak baskılanabiliyor.
Çocuklarda ilk tikler çoğunlukla 4-6 yaş arası başlıyor ve ergenlikte daha da belirginleşiyor.
Tanı Kriterleri ve DSM-5
DSM-5 tik bozukluklarını beş ana kategoriye ayırıyor:
| Bozukluk Türü | Motor Tik | Vokal Tik | Süre | Başlangıç Yaşı |
|---|---|---|---|---|
| Tourette Bozukluğu | Çoklu | En az bir | 1 yıl+ | 18 yaş altı |
| Kronik Motor/Vokal Tik | Tek tip | Tek tip | 1 yıl+ | 18 yaş altı |
| Geçici Tik Bozukluğu | Var | Var/Yok | 4 hafta-1 yıl | 18 yaş altı |
Tanı için tiklerin “bir yıldan fazla aralıksız sürmesi” ve “18 yaşından önce başlaması” gerekiyor. Ayrıca belirtilerin madde kullanımı veya tıbbi başka bir durumdan kaynaklanmaması şart.
Değerlendirme Araçları ve Süreci
Klinik değerlendirme aşamasında daha sistematik bir yaklaşım izliyoruz:
- Ayrıntılı anamnez: Aile öyküsü, tiklerin başlangıcı ve seyri
- Fizik muayene: Nörolojik değerlendirme ve ayırıcı tanı
- Gözlemsel değerlendirme: Tiklerin tipi, sıklığı ve şiddeti
Değerlendirme parametreleri arasında şunlar yer alıyor:
- Tiklerin anatomik lokalizasyonu
- Günlük yaşam aktivitelerindeki etkisi
- Eşlik eden psikiyatrik bozukluklar
Laboratuvar testleri çoğu zaman gerekmiyor. Ama bazen ayırıcı tanı için tiroid fonksiyonları ya da beyin görüntüleme istenebiliyor.
Tik Bozukluklarına Eşlik Eden Psikiyatrik Durumlar
Tik bozukluğu olan çocuk ve ergenlerde dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu sık görülüyor. Obsesif kompulsif bozukluk gibi başka psikiyatrik durumlar da eşlik edebiliyor.
Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu
Araştırmalar, tik bozukluğu yaşayan gençlerde dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğunun (DEHB) en sık eşlik eden durum olduğunu ortaya koyuyor. Bu birliktelik pek de tesadüf sayılmaz.
DEHB ve tik bozukluğu bir arada olduğunda çocuğun günlük hayatı daha çok zorlaşıyor. Okulda başarı düşüyor. Arkadaş ilişkilerinde de sıkıntılar yaşanıyor.
İki durumun da nörobiyolojik temeli var. Beynin benzer bölgeleri etkileniyor. Bu yüzden birlikte görülme oranı yüksek.
DEHB belirtileri şöyle sıralanabilir:
- Dikkat eksikliği
- Aşırı hareketlilik
- Dürtüsellik
- Görevleri tamamlayamama
Tedavide her iki durumu da göz önünde bulundurmak gerekiyor. “Tikler hafifse ve günlük yaşamı etkilemiyorsa müdahale gerekmeyebilir” düşüncesi, DEHB varsa değişebiliyor.
Obsesif Kompulsif Bozukluk ve Diğer Komorbiditeler
Obsesif kompulsif bozukluk da tik bozukluğuyla sık birlikte görülüyor. Özellikle Tourette sendromunda bu daha da belirgin.
Obsesif kompulsif belirtiler şöyle çıkıyor karşımıza:
| Obsesyonlar | Kompulsiyonlar |
|---|---|
| Kirlenme korkusu | Aşırı yıkama |
| Simetri ihtiyacı | Düzenleme ritüelleri |
| Zararlı düşünceler | Kontrol etme davranışları |
Tik bozukluğuna başka durumlar da eşlik edebiliyor. Anksiyete bozuklukları yaygın; çocuk çoğu zaman endişeli ve gergin görünüyor.
Depresyon belirtileri de ortaya çıkabiliyor. Tikler şiddetlendiğinde çocuğun ruh hali ciddi şekilde bozuluyor. Sosyal çevreden uzaklaşma baş gösterebiliyor.
Uyku bozuklukları da sık rastlanıyor. Tikler uykuya dalmayı zorlaştırıyor. Sonuçta çocuk sabahları yorgun kalkıyor.
Tedavi planını oluştururken tüm bu eşlik eden durumları göz önünde bulundurmak şart. Komorbid durumlara dikkat ederek ilaç tedavisi seçmek gerekiyor. Çok yönlü bir tedavi yaklaşımı şart diyebiliriz.
Tik Bozukluklarında Tedavi ve Destek Yaklaşımları
Tik bozukluklarının tedavisinde habit reversal training, davranışçı müdahaleler, ilaçlar ve aile desteği birlikte kullanılıyor. Tedavi planını tikin şiddeti, yaşı ve günlük yaşama etkileri belirliyor.
Alışkanlık Tersine Çevirme Terapisi
Alışkanlık Tersine Çevirme Eğitimi (ATÇE), tik bozukluklarının tedavisinde önde gelen yöntemlerden biri. Üç temel bileşeni var:
- Farkındalık eğitimi: Kişi, tik gelmeden önceki uyarıları daha iyi fark etmeyi öğrenir.
- Yarışan cevap eğitimi: Tik yerine uygulanabilecek alternatif bir hareket seçmeyi öğretir.
- Sosyal destek: Aileyi sürece dahil ederek motivasyonu artırır.
ATÇE’yle birlikte tik şiddeti genellikle ciddi biçimde azalıyor. Araştırmalar, tedavi sonrası iyileşmenin 18 aya kadar sürebildiğini gösteriyor; bu da fena bir süre değil.
Bu yaklaşım, hem çocuklarda hem yetişkinlerde işe yarıyor. Çocuk ve ergenlerde %53, yetişkinlerde ise %38 oranında tedavi yanıtı görülüyor.
Bilişsel Davranışçı Terapi ve Psikoeğitim
Bilişsel davranışçı terapi, tik bozukluklarının temel tedavilerinden biri olarak kabul ediliyor. Tikler İçin Kapsamlı Davranışçı Müdahaleler (TİKDM), ATÇE’yi gevşeme eğitimiyle bir araya getiriyor.
Psikoeğitim kapsamında şunlar anlatılıyor:
- Tik bozukluğunun ne olduğu, nasıl işlediği
- Stresle baş etme yolları
- Belirtilerle başa çıkmada tolerans geliştirme
Alıştırma Cevap Engelleme (ACE), kişinin tik öncesi duyumlara alışmasını sağlamayı hedefliyor. Yani tik döngüsünü kırmaya odaklanıyor.
Pek çok kişi, psikoeğitimden sonra “bekle ve gör” yaklaşımıyla da takip edilebiliyor. Grup terapileri de hem etkili hem de daha ekonomik olabiliyor.
İlaç Tedavisi ve Farmakolojik Yaklaşımlar
İlaç tedavisi genellikle ağır tikler için devreye giriyor. FDA onaylı ilaçlar arasında şunlar var:
| İlaç Grubu | Örnekler | Etkinlik |
|---|---|---|
| Antipsikotikler | Haloperidol, Pimozide, Aripirazol | Yüksek |
| Alfa-2 Agonistleri | Klonidin, Guanfasin | Orta |
| Diğer | Topiramat, Ekopipam | Değişken |
Alfa-2 agonistleri, güvenli profilleriyle genellikle ilk sırada öneriliyor. Klonidin ve risperidon, tik şiddetinde benzer azalma sağlayabiliyor.
Yeni ilaçlardan ekopipam, umut vaat eden sonuçlar veriyor. D1 reseptör antagonisti olmasıyla klasik antipsikotiklerden ayrılıyor.
“Kanıta dayalı tedavilere cevap vermeyen tiklerde botulium toksini ve derin beyin stimulasyonu gibi alternatif yaklaşımlar değerlendirilir.”
Aile ve Çevre Desteği
Aile desteği, tedavinin başarısında gerçekten çok önemli. Ebeveynlerin tik bozukluğu hakkında bilgi sahibi olması gerekiyor.
Okulda destek şöyle sağlanabiliyor:
- Öğretmenleri bilgilendirmek
- Sınıfta bazı düzenlemeler yapmak
- Akran zorbalığını önlemek
Çevresel faktörler tik şiddetini etkileyebiliyor. Stres, yorgunluk, heyecan… bunlar tikleri artırabiliyor.
- Düzenli uyku saatleri önemli
- Stres kaynaklarını bulmak gerek
- Dinlendirici aktiviteler planlamak iyi bir fikir olabilir
Çocuklar için güçlü sosyal bağlar kurmaya destek vermek gerekiyor. Ailelerin sabırlı ve anlayışlı yaklaşımı, süreci olumlu etkiliyor.
Sıkça Sorulan Sorular
Tik bozukluklarıyla ilgili en çok sorulanlar, nedenleri, tanı yöntemleri ve tedavi seçenekleri oluyor. Aileler, geçici tiklerle kronik durumlar arasındaki farkları ve destek yollarını da sıkça merak ediyor.
Tik bozukluklarının en yaygın nedenleri nelerdir?
Tik bozukluklarının kesin nedeni hâlâ tam belli değil. Uzmanlar, bu işin çok faktörlü olduğunu söylüyor.
Genetik faktörler oldukça etkili. Ailede tik bozukluğu öyküsü varsa, çocukta görülme riski yükseliyor.
Beyin kimyasındaki değişiklikler de sürece dahil olabiliyor. Özellikle dopamin sistemindeki dengesizlikler, tiklerin oluşmasında rol oynuyor.
Stres ve yorgunluk, mevcut tikleri artırabiliyor. Heyecan, kaygı ve fiziksel yorgunluk da tetikleyici olabiliyor.
Geçici tikler ve kronik tik bozuklukları arasındaki farklar nelerdir?
Geçici tikler genellikle çocuklukta başlıyor ve kendiliğinden kayboluyor. İlkokul çağındaki çocukların yaklaşık %10’unda görülebiliyor.
Bu tikler birkaç hafta veya ay sürebiliyor. Bir yıldan kısa süren tikler, geçici kabul ediliyor.
Kronik tikler ise bir yıldan uzun sürüyor. Tourette Sendromu, bu grubun en bilinen örneği.
| Özellik | Geçici Tikler | Kronik Tikler |
|---|---|---|
| Süre | 1 yıldan kısa | 1 yıldan uzun |
| Prognoz | Kendiliğinden iyileşir | Uzun süreli takip gerekir |
| Tedavi | Genellikle gerekmez | Çeşitli tedavi yöntemleri |
Tik bozukluklarının tanısı için hangi yöntemler kullanılmaktadır?
Tik bozukluklarının tanısını uzmanlar, klinik gözlem yoluyla koyuyor. Yani özel bir laboratuvar testi ya da görüntüleme yöntemi yok.
Doktorlar genellikle şunlara bakıyor:
- Tiklerin ne zaman başladığı
- Hangi durumlarda ortaya çıktığı
- Sıklığı ve şiddeti
- Motor ve vokal tiklerin olup olmadığı
Aile öyküsünü ve çocuğun genel sağlık durumunu da dikkate alıyorlar.
“Tanı konurken tiklerin diğer motor hareket bozukluklarından veya obsesif-kompulsif davranışlardan ayırt edilmesi önemlidir.”
Tik bozuklukları için etkili tedavi yöntemleri nelerdir?
Her tik tedavi gerektirmiyor. Eğer yaşam kalitesini bozmuyorsa, sadece izlemek yeterli olabiliyor.
Davranışçı terapi, en etkili seçeneklerden biri. Alışkanlık değiştirme eğitimi özellikle öne çıkıyor.
Psikoeğitim, çocuk ve aileye bilgi kazandırıyor. Tiklerin doğası ve yönetimi konusunda eğitim veriliyor.
İlaç tedavisi ise şiddetli vakalarda gündeme geliyor:
- Antipsikotik ilaçlar
- Baklofen gibi kas gevşeticiler
- Dirençli durumlarda derin beyin stimulasyonu
Stres yönetimi teknikleri de işe yarayabiliyor. Gevşeme egzersizleriyle tiklerde azalma görülebiliyor.
Tik bozukluğu olan bireyler için aile destek süreci nasıl işlemelidir?
Aile desteği, tik yönetiminde gerçekten kritik. Doğru yaklaşım, iyileşmeyi hızlandırabiliyor.
Aileler çocuklarını tikleri konusunda uyarmamalı ya da cezalandırmamalı. Böyle yapmak, tikleri daha da artırabilir.
Biraz anlayış ve sabır gerekiyor. Tiklerin istemsiz hareketler olduğunu unutmamak lazım.
Olumlu aile yaklaşımları:
- Çocuğun başarılarını desteklemek
- Stres kaynaklarını azaltmak
- Düzenli uyku saatleri sağlamak
- Uzman önerilerini takip etmek
Tik bozukluklarının yaşam kalitesi üzerindeki etkileri nelerdir?
Hafif tikler genellikle günlük yaşamı çok fazla bozmaz. Ama şiddetli tikler bazen insanın hayatını epey zorlaştırabiliyor.
Sosyal etkiler özellikle çocuklar için ciddi bir mesele haline gelebiliyor. Okul çağındaki çocuklar akran baskısı yüzünden kendini dışlanmış hissedebilir.
Akademik performans da bu süreçten nasibini alıyor. Dikkat dağılması ve konsantrasyon güçlüğü ortaya çıkabiliyor—kimse sürekli tiklerle uğraşırken dersine tam odaklanamaz ki?


