Çocukları Konfor Alanından Çıkartmak İçin Neler Yapabilirsiniz?

Çocukları Konfor Alanından Çıkartmak
Çocukları konfor alanından çıkartmak, denildiğinde birçok ebeveyn bu konfor alanını inşa etmek için gösterdiği çabadan bahseder. Özenle inşa ettiğimiz bu alanlardan çocukları şimdi çıkartmanın gerekliliğini gerçekten anlamak için ayrıca bir efor sarf etmek gerekebilir. Çocukların, konfor alanı olarak adlandırılan iç dünyalarına hapsolmalarına göz yummak büyük bir hatadır. Bu, yetişkinliklerinde birtakım problemlerle karşılaşmalarına sebep olabilir.

Her konfor alanı bir iç dünya hapishanesi değildir elbette, ancak çocuk artık iletişim kurmakta zorlanır ve iletişimi reddeder hale geldiyse tehlike çanları çalıyor demektir.

Çocukları Konfor Alanından Çıkartmanın Önemi

İç dünyalarından sıyrılıp, sosyal yaşama karışamayan çocukların sıkıntıları, yaşları ilerledikçe gün yüzüne çıkar. Geleceğin yetişkinleri olacak olan bu çocuklar, zamanla toplumda ötekileştirilirler. Ötekileştirilen çocuklarda yoğun özgüven eksikliği gözlemlenir. En ihtiyaç duydukları yaşta ve zamanda, bu özgüvenden yoksun kalırlar. Bu durum gerek bireysel, gerekse toplumsal ruh ve akıl sağlığını olumsuz yönde etkilemektedir.

Bu bağlamda çocukları konfor alanından çıkartmak, yalnız çocukların kendilerine ve ebeveynlerine yarar sağlamamaktadır. Sosyal yaşama katılan her birey, sosyal yaşamın bir parçasını oluşturur. Ve toplum, her eksik parçada biraz daha güçsüzleşir.

Çocuğunuzun utangaç mizaçlı olduğunu düşünebilirsiniz. Nitekim hem sosyal hem de utangaç olan çocuklar da yok değildir. Ancak utangaçlık ve içe kapanıklık birbirinden çok farklı iki kavramdır. Dilerseniz önce bu kavramlara bir açıklık getirelim.

Çocuğunuzun İçe Kapanık Olduğunu Nasıl Anlarsınız?

Mizaç itibariyle çekingen olan pek çok çocuk vardır. Çocuklar gibi pek çok yetişkin de vardır. Genel düşüncenin aksine, bu olumsuz bir özellik değildir. Tıpkı neşeli ve hiperaktif olmak gibi utangaç olmak da olağan bir durumdur.

Ancak ebeveynler olarak, çocuklarınızın özgüven eksikliği yaşayıp yaşamadığını anlamak sizin bir nevi görevinizdir. Bazı çocukların sosyalleşmesi, diğerlerine göre uzun sürebilir. Diğerlerine oranla daha meşakkatli de olabilir. Ancak bu durum, çocuğunuzun sosyal yaşamdan korktuğu anlamına gelmek zorunda değil.

Sosyal yaşamdan korkan çocuklar, toplum içerisinde kendilerini belli etmektedirler. Tepkisel özellikleri çekingenliği değil, korkuyu yansıtır. Bu çocukları konfor alanından çıkartmak oldukça önemlidir. Çünkü bu çocuklar, yalnız yabancılardan değil, yakınlarından da uzak durmaktadırlar. Kendilerini güvende hissedemez, bu sebeple içlerine kapanırlar. Kendilerini kapattıkları iç dünyaları da belli bir zaman sonra, bir hapishaneye dönüşür.

Çocukları Konfor Alanından Çıkartmak İçin Hangi Yöntemleri Uygulamalısınız?

Peki, bu çocuklara nasıl yardımcı olabiliriz? Onları güvenli saydıkları bölgelerinden çıkartmak için neler yapabiliriz? Bu yazımızın amacı, sizleri bu yöntemler hakkında bilgilendirmek. Bu sayede pedagojik anlamda çocuklarınız ile ilgili daha geniş bilgilere ulaşmanızı umuyoruz.

1. Onları Zorlamayın

Çekingen olan çocuklarınızı sosyal yaşama dahil olmaya zorlamayın. Onları, kendilerini rahatsız hissedecekleri durumlara sokmaktan uzak durun. Bunun, çocukları konfor alanından çıkartmak hususunda hiçbir katkısı olmayacaktır. Aksine, çocuklarınızı sosyal yaşama zorlamanız, yalnızca olumsuzluklarla sonuçlanacaktır.

Ebeveynler olarak, bu davranışlarınızla çocuklarınıza yardımcı olmayı hedeflediğinizi biliyoruz. Her anne-baba çocuklarının iyiliğini düşünür. Bu sebeple davranışlarınızın olası sonuçlarını öngöremiyor olabilirsiniz. Bu gibi konularda araştırma yaparak bilgilendiğiniz sürece, doğru sandığınız yanlışların hiçbir önemi yoktur. Yeter ki yanlışlarınızı düzeltmek adına inancınız olsun.

Çocuklarınızı sosyal yaşama itmenin mantıklı olduğunu mu zannediyorsunuz? Bunun onlara yardımcı olduğunu mu düşünüyorsunuz? Sizden bir kez daha düşünmenizi talep edeceğiz öyleyse.

2. Çocuklarla Yaşam Arasında Bir Köprü Oluşturun

Çocukları konfor alanından çıkartmak, onları zorlayarak yapabileceğiniz bir şey değildir. Onların sosyal yaşama entegre olmalarını istiyorsanız, bunu onlara doğru bir dille anlatmalısınız.

Çocuklar, sahip oldukları bilgilerin yarısını çevrelerinden, yarısını da ailelerinden edinirler. Bu sebeple sizden gelecek olan bilgilerin olabildiğince açık ve yalın olması gerekmektedir. Çocuklar, sosyal yaşama dahil olmanın önemini bilmezler. Bunu öğrenirler. Ve bu bilgiyi en yakınlarından, yani ebeveynlerinden almaları en sağlıklı olanıdır.

Çocuklarınıza sosyal yaşamın korkutucu olmadığı gösterin. Onları bu yaşama itmeyin; yönlendirin. Kendi adımlarıyla bu yolu izlemeleri, sizin onları bu yola zorla itmenizden çok daha faydalı olacaktır.

3. Onların Yanında Olun ve Zaman Tanıyın

Çocuklarınızın sosyal yaşama entegrasyonunun anında gerçekleşmesini beklemeyin. Her durumda olduğu gibi bu durumda da bir süreç söz konusudur. Tıpkı yaş almaları, boy atmaları gibi sosyal yaşama dahil olmaları da zamanla gerçekleşecektir.

Bu süreçte onlara destek olmalı ve yanlarında olduğunuzu hissettirmelisiniz. Yetişkinler bile belli bir süreci yanlarında biri olduğu takdirde sağlıklı bir biçimde tamamlamaktadırlar. Çocuklarda bunun ehemmiyeti çok daha büyüktür. Çocuklarınızın ilk adımlarında yanlarında olmak istersiniz. İlk dişini çıkardıklarında ve ilk defa konuştuklarında da. Sosyal yaşama dahil oluşlarında da yanlarında olun. Bu süreçlerin hiçbiri, diğerinden daha önemsiz değildir. En önemlisi, çocuklarınız bu süreçlerin her birinde yanlarında ebeveynlerini görmek isterler.

Çocukları konfor alanından çıkartmak, ebeveynsiz gerçekleştirilebilecek bir eylem değildir. Çocuklarınızın yanında yardımcı oyuncular olarak rol almalısınız. Aksi halde bu sürecin sağlıklı bir biçimde tamamlanması beklenemez. Çocuğunuzun, yanında anne ve babası olmadan korkutucu bir yola adım atmasını bekleyemezsiniz.

Onların yanında olun ve bu zorlu süreç içerisinde onlara zaman tanıyın. Tanıyabildiğiniz kadar zaman tanıyın. Sabır, bu süreçteki en büyük dostunuz olacaktır. Tıpkı sizlerin, çocuklarınızın en büyük dostları olduğunuz gibi!

4. Empati Kurun

Hayata çocukların bakış açısından bakmak bir bakıma çok kolayken bir bakıma da oldukça zordur. Yetişkinler olarak her birimizin bir zamanlar çocuk olmuş olması, bu durumun en büyük yardımcısı. Bütün yetişkinler aynı süreçlerden geçmiyorlar. Bütün çocuklar da aynı süreçlerden geçmiyorlar.

Bunlara bağlı olarak kendi çocukluğunuz ile çocuklarınız arasında bağ kurmakta çoğu zaman sıkıntı yaşayabilirsiniz. Bunun için destekleyici pek çok sebep bulunmaktadır: Dönem şartları, teknolojik gelişmeler ve olanaklar… Değişen dünyanın çocuklarınıza sundukları, zamanında size sunulanlardan farklı olabilir. Ancak bu, çocuklarınızı anlamanıza engel olmamalıdır. Aksine bu durum, çocuklarınızı anlamak için daha çok çalışmanızı gerektirir.

Empati kurmak, çocukları konfor alanından çıkartmak için zaruridir. Nasıl bir psikolojinin içerisinde olduğunu bilmeden bir çocuğa yardımcı olamazsınız. Onları anlamadan ve anlamaya çalışmadan yaşamın kollarına iterek çocuklarınıza saygısızlık etmeyin.

Çocuklar, ebeveynlerinden öğrenirler. Ancak ebeveynler de çocuklarından öğrenirler. Bu bilgi akışını sağlıklı bir biçimde yürütebilmek için dünyaya çocuklarınızın perspektifinden bakmayı deneyin. Kendi dünya görüşünüzü onlara empoze etmeye çalışmayın. Onların düşünce yapılarını inceleyin. Anlamaya çalışın. Ve bir ebeveyn olarak; gerektiği yerde, gereken düzeltmeleri yapın. Ancak köklü bir değişime varmadan önce, bu yolda onu anlamak için çaba gösterdiğinizden emin olun.

Onlar, anlaşılmayı hak ediyorlar.

5. Destekleyici Aktiviteler Oluşturun

Çocukları konfor alanından çıkartmak adına yapabileceklerinizden biri, onları çeşitli aktivitelere dahil etmektir. Sosyal aktiviteler, çocukların gelişiminde çok büyük rol oynamaktadır. Pedagoglar tarafından en çok desteklenen ve önerilen eğitim yöntemlerinden biridir.

Bu aktivitelere verilebilecek örnekler oldukça fazladır. Çocuklarınızı diledikleri herhangi bir kursa yazdırabilirsiniz. Okul yaşamından farklı olarak kurslar, zorunlu eğitim içermez. Bu zorunda olmama durumu, çocukların sınıf ortamında daha rahat olmalarını sağlar. Böylece özgüvenlerinde de bariz bir artış gözlemlenebilir.

Yüzmeye ve parka gitme gibi basit etkinlikler de çocukları konfor alanından çıkartmak için oldukça etkilidir. Onları, yaşamlarına dahil etmeleri gereken insanlarla bir arada olabilecekleri ortamlarda bulundurun. Toplumu tanımadan, toplumun bir parçası olmayı öğrenemezler. Bu aktiviteler sayesinde çocuklar, çevrelerinde bulunan insanlara dair bir fikir edinebilmekteler.

En önemlisi de, çocukların bu sayede toplumdan ve bireylerden korkmamayı öğreniyor olmalarıdır. Onları iç dünyalarına kapatan, dahil olamadıkları veya dahil olmakta zorlandıkları toplumdur. Korkularının üstüne gitmelerini ve insanları tanımalarını, onları görmelerini sağlayın. Ve bunu yaparken her zaman olduğunuz gibi, onların yanlarında olun. Yanlarında ebeveynleri varken hiçbir şeyin yeterince korkutucu olmadığını anlamak onlar için çok daha kolay olacaktır.