Çocuğunun kendi kendine konuştuğunu gören bir ebeveyn olarak, insan ister istemez biraz kaygılanıyor. Kafada hemen şu soru: Bu normal mi, yoksa bir uzmana mı danışmalıyım?
İçerik
Toggle
3-6 yaş arası çocuklarda kendi kendine konuşmak aslında gelişimin doğal bir parçası. Öz düzenleme ve planlama becerilerinin temelleri tam da bu yaşlarda atılıyor.
Çocuklar oyun oynarken ya da bir işle uğraşırken düşüncelerini sesli ifade ederek kendilerini yönlendirmeyi öğreniyorlar. Fakat bu konuşmalar aşırı sıklaşırsa, çocuğun sosyal hayatını baltalarsa ya da yaşına göre beklenmedik şekilde devam ederse, işte o zaman biraz daha dikkatli bakmak gerek.
Çocuğum Kendi Kendine Konuşuyor: Normal mi?
Çocukların kendi kendine konuşması, gelişimin sıradan bir parçası. Yaşa göre de farklılıklar gösteriyor.
Özellikle 3-6 yaş arasında çocuklar bu davranışı kendilerini düzenlemek için kullanıyorlar. Bilişsel gelişim için de önemli bir adım.
Yaşa Göre Konuşma Davranışının Gelişimi
Kendi kendine konuşma davranışı çocuk büyüdükçe değişiyor. 2-3 yaş döneminde çocuklar oyuncaklarıyla konuşmaya başlıyor. Gayet doğal.
3-4 yaş arasında bu iç konuşmalar daha net duyuluyor. Çocuklar eylemlerini yüksek sesle anlatıyorlar. “Şimdi bloğu buraya koyuyorum” gibi.
5-6 yaş döneminde konuşmalar iyice karmaşıklaşıyor. Çocuklar hikayeler kuruyor, rol oyunlarında karakterlere hayat veriyorlar. Okula başlarken de bu davranış sürebiliyor.
7 yaş ve sonrasında ise kendi kendine konuşmalar genellikle azalıyor. Çocuk içinden konuşmaya başlıyor. Yine de zorlandığında sesli düşünmeye devam edebiliyor.
| Yaş Grubu | Tipik Davranışlar | Normal Süre |
|---|---|---|
| 2-3 yaş | Oyuncakla konuşma | 5-10 dakika |
| 3-4 yaş | Eylemi tarif etme | 10-15 dakika |
| 5-6 yaş | Rol oyunu konuşması | 15-20 dakika |
| 7+ yaş | Zor görevlerde sesli düşünme | 5 dakika |
Okul Öncesi Dönemde İç Konuşmanın Rolü
Okul öncesi dönemde kendi kendine konuşmak, çocukların öz düzenleme becerisini geliştirmesine yardımcı oluyor. Düşüncelerini organize etmek için bu yöntemi kullanıyorlar.
İç konuşma planlama yeteneğini de destekliyor. Çocuklar adım adım ne yapacaklarını sesli olarak söylüyorlar.
Dikkatlerini toplamak için de kendi kendilerine konuşuyorlar. Kendi kendilerine rehberlik etmek, odaklanmayı öğrenmenin bir yolu gibi.
Problem çözme becerileri de böyle gelişiyor. Çocuklar sesli düşünerek farklı yolları deniyorlar. “Bu parça buraya uymadı, başka bir yere bakayım” gibi şeyler söylüyorlar.
Sosyal oyunlarda iç konuşma sıkça ortaya çıkıyor. Karakterlere farklı sesler vermek, empati kurmayı ve yaratıcılığı destekliyor. Bunu izlemek bazen gerçekten eğlenceli.
Normal Davranış Örnekleri
Kendi kendine konuşmanın normal örneklerini bilmek aileler için rahatlatıcı olabilir.
Oyun sırasında konuşmak en sık rastlanan örneklerden biri:
- Oyuncak arabalarla sohbet etmek
- Bebeklerle konuşmak
- Lego yaparken adım adım anlatmak
- Resim çizerken renkleri saymak
Günlük işlerde de çocuklar kendi kendine konuşabiliyor. Giyinirken, yemek yerken ya da etrafı toplarken.
“Normal iç konuşma genellikle kısa sürer ve çocuğun sosyal etkileşimini bozmaz.”
Görev odaklı konuşmalar da oldukça yaygın. Puzzle yaparken ya da ödev sırasında çocuklar sesli düşünebiliyor. Konsantrasyon için faydalı bile diyebilirim.
Burada önemli olan, konuşmaların bağlama uygun olması. Çocuk başkalarıyla iletişim kurabiliyorsa ve sorulara cevap veriyorsa, endişelenmeye gerek yok.
Kendi Kendine Konuşmanın Altındaki Nedenler
Çocukların kendi kendine konuşmasının altında farklı gelişimsel ihtiyaçlar yatıyor. Duygusal düzenleme, yaratıcı oyun ve çevreden gelen uyarıcılara verilen tepkilerle yakından bağlantılı.
Duygu ve Düşünce Düzenleme
Çocuklar düşüncelerini sesli ifade ederek zihinlerini toparlamaya çalışıyorlar. Özellikle 3-6 yaş arasında bu durum oldukça yaygın.
Öz düzenleme sürecinde çocuklar karmaşık görevlerde kendilerine yol gösteriyorlar. Plan yaparken adımları yüksek sesle söylüyorlar. Dikkatini toplamak için de kendi kendine konuşuyor.
“Şimdi bunu koydum, sonra şunu yapacağım” gibi cümlelerle düşüncelerini dışa vuruyorlar. Bu, onların zihinsel organizasyonunu güçlendiriyor.
Stresli çocuklar da kendi kendine konuşarak rahatlamaya çalışıyor. Yeni bir ortama girdiklerinde ya da zorlandıklarında bu davranış daha sık ortaya çıkabiliyor.
Duygusal düzenleme işaretleri:
- Görev sırasında sesli düşünmek
- Zorluk karşısında kendini sakinleştirmek
- Problem çözerken süreci sesli analiz etmek
Oyun ve Hayal Gücü Gelişimi
Oyun oynarken kendi kendine konuşmak, çocukların yaratıcılığının en doğal göstergelerinden biri. Bu davranış hayal gücünü ve sosyal becerileri de destekliyor.
Çocuklar oyuncaklarla konuşurken farklı rolleri deniyorlar. Bir bebekle oynarken anne, arabayla oynarken şoför oluyorlar.
Oyun dili özellikleri:
- Karakterlere farklı sesler vermek
- Hikaye anlatmak ve rol yapmak
- Nesneleri canlandırıp diyalog kurmak
Dramatik oyunlarda çocuk hem kendi adına hem de oyuncak adına konuşuyor. Bu, dil gelişimini hızlandırıyor ve sosyal durumları anlamalarını kolaylaştırıyor.
Hayal gücü göstergeleri:
- Kendi hikayelerini uydurmak
- Görünmez arkadaşlarla sohbet etmek
- Nesneleri farklı amaçlarla kullanmak
Tek başına oynayan bir çocuk kendi kendine konuşuyorsa, aslında sosyal etkileşimi pratik ediyor. Bir bakıma gelecekteki gerçek konuşmalarına hazırlanıyor.
Görsel ve İşitsel Uyarıcıların Etkisi
Çevresel faktörler, çocukların kendi kendine konuşma sıklığını etkiler. Aşırı uyarıcı ortamlar bu davranışı artırırken, sakin alanlar genellikle azaltır.
Uyarıcı faktörler:
- Yüksek ses seviyesi
- Çok fazla görsel uyaran
- Kalabalık ortamlar
- Hızlı tempolu aktiviteler
Bazı çocuklar duyusal işleme farklılıkları yüzünden çevresel uyarıcıları dengelemek için kendi kendilerine konuşurlar. Bu, bir tür öz sakinleştirme stratejisi gibi çalışır.
Çevresel etkiler tablosu:
| Ortam Türü | Kendi Kendine Konuşma | Önerilen Yaklaşım |
|---|---|---|
| Sessiz alan | Azalır | Doğal gelişimi destekle |
| Gürültülü yer | Artar | Ses seviyesini düşür |
| Kalabalık | Yoğunlaşır | Sakin köşe oluştur |
Ekran süresi de bu davranışa etki ediyor. Çocuklar uzun süre ekran başında kalınca, gerçek etkileşim eksikliğini kendi kendilerine konuşarak telafi etmeye çalışabiliyorlar.
Duyusal düzenleme ihtiyacı olan çocuklarda bu davranış daha belirgin hale gelir ve bazen uzman desteği gerekebilir.
Riskli Davranış Belirtileri ve Ne Zaman Endişelenmeli?

Kendi kendine konuşmak çoğu zaman gelişimin doğal bir parçasıdır. Yine de bazı belirtiler, biraz daha yakından bakmayı gerektiriyor.
Sosyal Etkileşimin Yerini Alması
Çocuk, gerçek kişilerle konuşmak yerine sürekli kendi kendine konuşuyorsa bu önemli bir işaret. Normalde çocuklar hem kendi kendilerine hem de başkalarıyla iletişim kurarlar.
Dikkat edilmesi gereken durumlar:
- Aile üyeleriyle konuşmayı reddetmek
- Arkadaşlarından kaçmak
- Sorulara cevap vermemek
- Sadece kendi dünyasında kalmak
Bu davranış 4-5 yaşından sonra sürüyorsa, biraz endişelenmek gerekebilir. Çocuk sosyal becerilerini geliştirmek için başkalarıyla etkileşim kurmalı.
Sosyal izolasyon uzun sürerse çocuğun dil gelişimi yavaşlayabilir.
Uzun ve Sık Monologlar
Kendi kendine konuşma genellikle kısa ve arada sırada olur. Ama çocuk saatlerce durmadan konuşuyorsa, bu farklı bir duruma işaret edebilir.
| Normal Konuşma | Endişe Verici Konuşma |
|---|---|
| 5-10 dakika sürer | 30 dakika ya da daha uzun |
| Günde birkaç kez | Sürekli devam eder |
| Oyun sırasında olur | Her durumda görülür |
| Durdurmak kolaydır | Müdahale edilemez |
Çocuk konuşmayı durduramıyorsa ya da hiçbir aktiviteye odaklanamıyorsa, bir uzmana danışmak gerekebilir. Dikkat eksikliği ya da obsesif davranışlar da bu şekilde ortaya çıkabiliyor.
Bağlamdan Kopukluk ve Yalnızlığı Tercih Etme
Çocuğun konuşmaları tamamen anlamsızsa ve gerçeklikle bağlantısı yoksa, burada dikkatli olmak lazım. Sağlıklı hayal kurmakla gerçeklikten kopmak arasında ince bir çizgi var.
Endişe verici işaretler:
- Var olmayan kişilerle uzun sohbetler yapmak
- Gerçek olmayan olayları gerçekmiş gibi anlatmak
- Sürekli tek başına kalmak istemek
- Aileden ve arkadaşlardan uzaklaşmak
Çocuk 6 yaşından sonra hâlâ gerçek ile hayali ayıramıyorsa, profesyonel bir değerlendirme iyi bir fikir olabilir. Yalnızlığı aşırı tercih etmek sosyal gelişimi olumsuz etkiler.
Yaşa Göre Devam Eden Alışkanlıklar
Her yaşta farklı beklentiler var. 2-3 yaşındaki bir çocuğun kendi kendine konuşması çok normal, ama 7-8 yaşında hâlâ sıkça görülüyorsa bu biraz düşündürücü.
Yaş gruplarına göre beklentiler:
- 2-3 yaş: Oyun sırasında kendi kendine konuşma normal
- 4-5 yaş: Azalarak devam etmeli, sosyal konuşma artmalı
- 6-7 yaş: Nadiren ve kısa süreli olmalı
- 8+ yaş: Çok az görülmeli, sosyal etkileşim öncelik
Çocuk yaşına göre beklenen gelişimi göstermiyorsa, bu bir uyarı işareti. Gelişim geriliği veya özel öğrenme güçlüğü gibi durumlar söz konusu olabilir.
“Erken müdahale her zaman daha etkili sonuçlar verir.”
Kendi Kendine Konuşmanın Farklı Profillerle İlişkisi
Çocukların kendi kendine konuşma davranışları, farklı gelişimsel durumlarda ve öğrenme profillerinde farklı anlamlar taşıyor. Altında yatan nedenler, bazen dikkat zorlukları, bazen de dil gelişimiyle ilgili süreçler olabilir.
Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu
DEHB olan çocuklar, dikkatini toplama stratejisi olarak kendi kendilerine konuşabiliyor. Düşüncelerini sesli ifade ederek görevde kalmaya çalışıyorlar.
DEHB’li çocuklar için sesli düşünme şu işlevleri görüyor:
- Planlama süreçlerini organize etmek
- Adım adım yönergeleri hatırlamak
- Dikkati ana görevde tutmak
Destekleyici yaklaşımlar arasında kısa görev-kısa mola sistemi gerçekten işe yarıyor. Görsel zamanlayıcılar ve kontrol listeleri de çocuklara yardımcı olabiliyor.
Bu çocuklar özellikle karmaşık görevlerde sesli konuşmaya daha çok ihtiyaç duyuyor. Okul ortamında bu davranış, bazen akademik performansı bile destekliyor.
Yaygın Gelişimsel Bozukluklar
Otizm spektrum bozukluğu olan çocuklarda kendi kendine konuşma, sosyal iletişim zorluklarının bir yansıması olabiliyor. Genellikle taklit becerilerinde ve esneklikte sınırlılıklar eşlik ediyor.
YGB profili gösteren çocuklarda bu davranışın özellikleri şöyle:
| Durum | Açıklama |
|---|---|
| Tekrarlayıcı dil | Aynı cümle veya kelimeleri sürekli tekrar etmek |
| Bağlamdan kopuk konuşma | Duruma uygun olmayan ifadeler kullanmak |
| Sosyal karşılıklılık eksikliği | Başkalarıyla diyalog kurmaktan kaçınmak |
Bu çocuklara görsel destekler ve yapılandırılmış rutinler büyük kolaylık sağlıyor. Sosyal hikayeler ve resimli iletişim kartları da işinize yarayabilir.
Dil ve Konuşma Güçlükleri
Dil gelişiminde gecikme yaşayan çocuklar, kendi kendine konuşma yoluyla dil becerilerini pratik etmeye çalışıyor. Özellikle anlam-ifade dengesinde zorluk yaşayan çocuklarda bu durum daha belirgin.
Dil güçlüğü olan çocuklarda görülen bazı özellikler:
- Kısıtlı sözcük hazinesi
- Cümle yapısında bozulmalar
- Kelime bulmakta zorlanmak
- Sesli tekrarlar ve pratikler
“Şimdi bunu koydum, sonra bunu yapacağım” gibi cümleler, çocuğun dil becerilerini geliştirmek için çabaladığını gösteriyor.
Bu profildeki çocuklar için model olma ve genişletme teknikleri oldukça işe yarıyor. Çocuğun ifadelerini duyup kısa sosyal eklemeler yapmak, gelişimi destekliyor.
Aileler, çocuklarının bu davranışlarına sabırla yaklaşmalı ve uygun müdahale yöntemlerini zamanla öğrenmeli. Bu, sürecin başarısını artırıyor.
Evde ve Okulda Uygulanabilecek Destekleyici Yöntemler
Çocuğun kendi kendine konuşma davranışını desteklemek için aileler ve öğretmenler birlikte hareket edebilir. Davranışın nedenini anlamak, sosyal becerileri güçlendirmek ve yapılandırılmış aktiviteler sunmak burada kritik bir rol oynuyor.
Gözlem ve Davranışın İşlevini Anlama
Çocuğun hangi durumlarda kendi kendine konuştuğunu gözlemlemek, önemli ipuçları verir. Davranış genellikle dikkatini toplamak, stresi azaltmak veya düşüncelerini organize etmek için ortaya çıkar.
Aileler günün hangi saatlerinde bu davranışın arttığını not etmeli. Ödevden önce mi, oyun sırasında mı, yoksa sosyal durumlardan kaçınırken mi konuşuyor?
Bu bilgiler davranışın işlevini anlamamıza yardımcı olur. Öğretmenler sınıfta tetikleyici faktörleri daha kolay fark edebilir.
- Zorlu görevler öncesi artan iç konuşma
- Akranlarla etkileşim yerine konuşmayı tercih etme
- Yönerge verildiğinde dikkatin dağılması
“Çocuk oyuncağıyla konuşurken ‘şimdi bunu koydum, sonra bunu yapacağım’ diyerek düşüncesini organize ediyor.”
Sosyal Etkileşimi Teşvik Etme
İç konuşmayı sosyal diyaloga çevirmek için köprü kurucu stratejiler bence çok işe yarıyor. Çocuk kendi kendine konuşurken “Birlikte yapalım” diyerek ortak aktiviteye yönlendirmek genellikle etkili.
Modellemek de güçlü bir teknik. Çocuğun cümlesini duyup sosyal eklemler yapmak çoğu zaman faydalı. “Bu bloğu koydum” dediğinde “Harika! Bana da göster, ben de bir tane koyayım” yanıtı verilebilir.
Aile için pratik öneriler:
- Çocukla göz teması kurarak konuşmak
- Sorular sormak yerine gözlemlerini paylaşmak
- “Anlıyorum, şu anda planını yapıyorsun” gibi duygularını onaylamak
Öğretmenler sınıfta alternatif iletişim yolları sunmalı. Konuşma zorsa işaret kartları, resimli destekler veya yazılı yanıtlar kullanılabilir.
Görsel Rutinler ve Kontrol Listeleri
Yapılandırılmış rutinler çocuğun dikkatini toplamasına yardımcı olur. “Başla-Devam-Bitir” kontrol listeleri özellikle işe yarıyor.
| Aktivite | Başla ✓ | Devam ✓ | Bitir ✓ |
|---|---|---|---|
| Ödev yapma | Masayı hazırla | Sakin çalış | Malzemeyi topla |
| Oyun kurma | Malzeme seç | Kurallara uy | Paylaş |
Görsel zamanlamalar çocuğun konuşma süresini kendisinin kontrol etmesini sağlar. Kum saati veya zamanlayıcı kullanmak burada iş görebilir.
Ev rutinleri için basit görseller hazırlanmalı. Sabah rutini, yemek saatleri ve yatma zamanı için adım adım kartlar çocuğun bağımsızlığını artırır.
Okul ortamında öğretmenler geçiş ritüelleri oluşturabilir. Bir aktiviteden diğerine geçerken “1-2-3 hazırız” gibi sinyaller vermek çoğu çocuk için işe yarar.
Akranla Yapılandırılmış Oyunlar
Sosyal becerileri geliştirmek için planlı oyun aktiviteleri şart. Sıra alma, rol değişimi ve ortak hedef odaklı oyunlar tercih edilmeli.
Basit oyunlarla başlamak en doğrusu:
- Blok kuleleri birlikte yapma
- Puzzle parçalarını sırayla yerleştirme
- Top atma oyunları
Bu oyunlarda çocuğun başarı yaşaması için küçük adımlar planlamak önemli. İlk başta 5 dakikalık aktivitelerle başlayıp, süreyi yavaşça artırmak işe yarayabilir.
Öğretmenler sınıfta “arkadaş sistemi” kurabilir. Sosyal becerileri güçlü bir akranla eşleştirmek, model alma fırsatı sağlar.
Evde kardeşlerle veya komşu çocuklarıyla yapılandırılmış oyun zamanları düzenlemek de faydalı. Kurallı oyunlar çocuğun sosyal dilini geliştirir ve iç konuşmayı dışa yönlendirmeye başlar.
Uzman Desteği Gerektiren Durumlar
Kendi kendine konuşma davranışı sosyal etkileşimi engellemeye başladığında ya da çocuğun günlük yaşamını olumsuz etkilediğinde profesyonel değerlendirme gerekir. Dil gelişimi, okul uyumu, davranışsal sorunlar ve zihinsel gelişim alanlarında ortaya çıkan güçlükler erken müdahale gerektirir.
Dil-Anlama ve İfade Dengesinde Güçlük
Çocukların anlama ve ifade becerilerinde belirgin farklılıklar olduğunda kendi kendine konuşma artabilir. Dil ve konuşma güçlüğü yaşayan çocuklar, karmaşık duyguları veya düşünceleri başkalarına aktaramayınca iç konuşmayı tercih ediyor.
Bu durumda dikkat edilmesi gereken işaretler şunlar:
- Kısıtlı sözcük hazinesi ve cümle kurma zorluğu
- Soruları anlamamak veya uygunsuz cevaplar vermek
- Yaşıtlarından daha basit cümleler kurmak
- İki kelimeli cümlelerden üç kelimeli cümlelere geçişte gecikme
Çocuk kendini ifade etmekte güçlük çektiğinde, düşüncelerini sesli olarak organize etmeye çalışıyor. Bu durum özellikle 4-6 yaş arasında belirginleşiyor ve dil terapisti desteği gerektirebiliyor.
Yönerge Takibi ve Okula Uyum Sorunları
Okul ortamında kendi kendine konuşma, öğrenme sürecini ve sosyal ilişkileri etkiler. Dikkat eksikliği ve hiperaktivite eğilimi gösteren çocuklarda bu davranış daha sık ortaya çıkıyor.
Okula uyum sorunlarının belirtileri:
- Öğretmen yönergelerini kaçırmak
- Sınıf etkinliklerinden uzaklaşmak
- Akranlarla oyun kurmayı bırakıp tek başına konuşmak
- Grup çalışmalarında konsantrasyon kaybı
Çocuk, dikkati toplamak için sesli düşünmeye ihtiyaç duyduğunda, bu davranış akademik performansını olumsuz etkileyebiliyor. Görsel zamanlayıcılar ve kısa görev-mola döngüleri bu durumda yardımcı olabiliyor.
Davranışsal Bozukluk ve Genetik Durumlar
Kendi kendine konuşma bazen dikkat çekme veya kaçınma amaçlı ortaya çıkıyor. Down sendromu gibi genetik durumlarda, sosyal iletişim becerilerindeki gecikme nedeniyle bu davranış daha belirgin olabiliyor.
“Davranış analizi yaparak, çocuğun konuşmasının hangi durumları takip ettiğini ve hangi sonuçları getirdiğini gözlemlemek önemlidir.”
Genetik durumlarda yaklaşım şöyle özetlenebilir:
| Durum | Yaklaşım | Araçlar |
|---|---|---|
| Down Sendromu | Görsel destekli iletişim | Resim kartları, işaret dili |
| Otizm Spektrumu | Yapılandırılmış sosyal etkileşim | Sosyal hikayeler, rutinler |
| Dikkat Eksikliği | Odaklanma teknikleri | Zamanlayıcılar, kontrol listeleri |
Zihinsel Gelişimsel Geriliklerde Yaklaşım
Zihinsel gelişim geriliği olan çocuklarda kendi kendine konuşma, bilişsel işleme sürecinin bir parçası olarak ortaya çıkabiliyor. Bu çocuklar karmaşık bilgileri anlayabilmek için daha fazla zamana ve tekrara ihtiyaç duyuyor.
Zihinsel engelli bireyler için özel yaklaşımlar lazım. Hedefleri mikro basamaklara bölmek ve çocuğun gelişim düzeyine uygun şekilde ilerlemek gerekiyor.
Etkili stratejiler neler?
- Basit ve somut dil kullanımı
- Görsel desteklerle pekiştirme
- Tekrara ve sabra dayalı yaklaşım
- Çocuğun güçlü yanlarını kullanmak
Burada amaç, çocuğun sosyal iletişim becerilerini kademeli olarak geliştirmek ve toplumsal katılımını artırmak. Multidisipliner ekip yaklaşımıyla dil terapisti, özel eğitim uzmanı ve davranış analisti desteği almak genellikle en iyisi.
Frequently Asked Questions
Ebeveynler, kendi kendine konuşan çocuklar hakkında pek çok soru soruyor. Bu davranışın normal gelişim sürecinin bir parçası olup olmadığı ve sosyal becerilere etkisi en çok merak edilen konular arasında.
Çocukların bu davranışı hangi zamanlarda sergilediği ve yaratıcılıkla bağlantısı da sıkça gündeme geliyor.
Bir çocuğun hayal arkadaşı olması konuşma alışkanlığına işaret eder mi?
Hayal arkadaşına sahip olmak çocuklarda oldukça yaygın. Bu durum yaratıcılık ve hayal gücünün geliştiği dönemlerde normal kabul ediliyor.
3-7 yaş arasındaki çocukların %30-40’ında hayal arkadaşları var. Bu arkadaşlarla konuşma genellikle oyun odaklı bir aktiviteye dönüşüyor.
Hayal arkadaşıyla konuşmak ile sürekli kendi kendine konuşmak aslında farklı şeyler. İlki belirli karakterlerle etkileşimi içeriyor, ikincisi ise daha çok iç düşüncelerin seslendirilmesi gibi düşünülebilir..
Kendi kendine konuşma çocuklarda yaratıcılıkla ilişkili midir?
Araştırmalar, kendi kendine konuşmanın yaratıcılığı desteklediğini söylüyor. Bu davranış, çocukların problem çözme yeteneklerini geliştirmelerine epey yardımcı oluyor.
Çocuklar oyun sırasında kendi kendilerine konuşarak farklı senaryolar yaratıyorlar. Böylece hayal güçleri genişliyor ve yepyeni fikirler ortaya çıkıyor.
“Çocuğun oyuncağıyla konuşurken ya da bir görevi yaparken düşüncesini seslendirmesi, planlama ve dikkatini sürdürme stratejisidir.”
Çocuklar ne zaman ve neden kendi kendilerine konuşmaya başlar?
Genellikle 2-3 yaş civarında başlıyorlar kendi kendilerine konuşmaya. Bu dönemde çocukların dil becerileri hızla gelişiyor ve düşüncelerini dışa vurma istekleri artıyor.
Çocuklar bunu birkaç nedenle yapıyor:
- Düşüncelerini toparlamak için
- Dikkatlerini toplamak için
- Zorlu görevlerde kendilerini yönlendirmek için
- Duygularını düzenlemek için
En yoğun biçimde okul öncesi dönemde (3-6 yaş) karşılaşıyoruz bu davranışla. Bu süreçte çocukların öz düzenleme becerileri de epeyce güçleniyor.
Çocuk gelişiminde kendi kendine konuşma hangi evrede görülür?
Kendi kendine konuşma, çocuk gelişiminin farklı evrelerinde farklı şekillerde ortaya çıkıyor. İlk evre 2-3 yaş arasında başlıyor ve dil gelişimi ile birlikte ilerliyor.
| Yaş Grubu | Konuşma Özelliği | Gelişim Açısından Anlamı |
|---|---|---|
| 2-3 yaş | Sesli düşünme | Dil becerilerinin gelişimi |
| 3-5 yaş | Oyun anlatımları | Yaratıcılık ve hayal gücü |
| 5-7 yaş | Görev yönlendirme | Öz düzenleme becerileri |
| 7+ yaş | İçsel konuşma | Bilişsel olgunlaşma |
Okul çağında bu davranış genellikle içsel konuşmaya dönüşüyor. Çocuklar artık düşüncelerini sessizce organize etmeye başlıyor.
Çocuğun kendi kendine konuşmasına ebeveynler nasıl yaklaşmalı?
Ebeveynler bu duruma sabırlı ve anlayışlı yaklaşmalı, kesinlikle. Çocuğu hemen susturmak yerine, davranışın nedenini anlamaya çalışmak daha iyi bir yol gibi görünüyor.
Neler yapılabilir? İşte birkaç öneri:
- Çocuğun ne zaman konuştuğunu gözlemlemek
- Sosyal etkileşim için fırsatlar yaratmak
- “Birlikte yapalım” diyerek ortak aktivitelere yönlendirmek
- Görsel rutinler ve kontrol listeleri kullanmak
Ebeveynler çocuğun cümlelerini duyarak kısa sosyal eklemlerle ona eşlik edebilirler. Böylece iç konuşmayı diyaloga dönüştürmek de mümkün hale geliyor.
Kendi kendine konuşma çocuklarda sosyal beceri eksikliğiyle ilişkilendirilebilir mi?
Normal gelişim gösteren çocuklar kendi kendine konuştuklarında, bu durum genellikle sosyal beceri eksikliği anlamına gelmez.
Yine de bazı durumlarda ailenin dikkatini çekebilecek belirtiler ortaya çıkabilir.
Endişe duyulması gereken durumlar:
- Sosyal e


