Kurallar ve sınırlar, çocukların güvenli olarak kalabileceği ve davranışta bulunabileceği ortamın çizilmesidir. Çocuklar, doğumlarından itibaren en yakın çevresi olan anne ve babalarını gözlemleyerek davranış kalıplarını ve sınırlarını belirlerler. Ebeveynlerinin kendi hayatlarını yönetmeleri esnasında belirledikleri yöntemleri ve tutumları gözlemleyen çocuklar, sosyal ortamlarda kurulan ilişkilerde bu davranış ve tutumları sürdürme, birer küçük gözlemci edasıyla taklit ve modele alma eğiliminde olurlar. Bunun yanı sıra ev ortamındaki kurallar ve sınırların gerekliliği, düzen sağlayabilmek için oldukça yardımcı olacak unsurlar olarak karşımıza çıkmaktadır.
KURAL VE SINIR KOYARKEN DİKKAT EDİLMESİ GEREKEN UNSURLAR
İçerik 👇
PLAN
Ebeveyn tutumlarının denge ve düzen içerisinde kalabilmesi açısından davranış kazandırma ve kaldırma çabası bir plan dahilinde gerçekleştirilmelidir. Yapılan plan içerisinde sorumluluğun, gelişime paralel zorlukta belirlenmesi ve sorumluluğun başarıya ulaşabilmesi noktasında esnek bir zaman tanımak önemlidir. Böylelikle çocuk, kendisini yeterli ve başarılı hissedecektir. Esnekliklerin uygulandığı zamanlarda ise bu durum çocuğa nedenleri ile birlikte açık ve net olarak açıklanmalı, geçici bir durum olduğu belirtilmelidir. Esnekliğe sebep olan durum ortadan kalktıktan sonra kuralların uygulanmasına önceki şekliyle devam edilmelidir.
Çocukların kurallara ve sınırlara daha kolay uyum sağlayabilmesi için dikkat edilmesi gereken nokta ise kuralların çocukla birlikte oluşturulmasıdır. Çocukların kendi yöntemini belirleme ve bu yöntem ile başarıya ulaşma noktasında kendilerine özgür bir alan yaratılmalıdır. Bu sayede ise engellenmiş hissetmeyen, özgüvenli ve sorumluluk bilinci açısından doyum noktasına ulaşabilen çocuk, kendine özgü problem çözme becerilerini kazanmış olacaktır.
TUTARLILIK
Ebeveyn ve bakım veren olarak ele aldığımızda çocuk aslında yaşamı boyunca birden fazla kişi ile iletişime geçmektedir. İletişim kurulan kişilerin farklılaşması ile birlikte oluşabilecek boşluklar; sınırlar ve kuralların esnetilmesine sebep olacaktır. Bu sebeple tutumlar arası, ifade edilenler arası ve davranışlar arası tutarlılıkların istikrarlı ve sabit kalıyor olması oldukça önemlidir. Aynı zamanda tek bir kişi bazında ele aldığımızda ifade edilen durum ile ilgili jest ve mimikler olarak yansıtılanın da ortak bir anlam ifade ediyor olması önemlidir. Aksi takdirde çocuk bilincinde kuralların kalıcı olmadığı, gerektiğinde çiğnenebileceği düşüncesi yerleşir.
NEDENLER VE FARKLI ÇÖZÜM YOLLARI
Kurallar ve açıklamalarının belirlenmesinde çocuğun gelişimine uygunluğu oldukça önemlidir. Kural ile birlikte gelen değişimlerin ve gerçekleşecek sınır değişiminin çocuğun hayatında ne gibi farklılıklar yaratacağını anlamalarını sağlamak kuralların gerçekliğinin idrak edilebilmesi için önemlidir. Bu nedenle kural ve sınır belirlenme esnasında nedenleri de belirtmek gerekmektedir. Alternatif seçenekler üretmek ve çocukların kendi problem çözebilme becerilerine katkıda bulunmak; çocukların neden sonuç ilişkisi kurabilmeleri ve değerlendirme yapabilmeleri için oldukça önemlidir. Kuralların sonuçları hakkında bilgi verirken; “Baban duymasın, sana çok kızar”, “Allah yakar”, “Arkadaşların / öğretmenin görmesin” gibi korkutucu ifadeler yerine onlara getireceği kazançlar üzerinden konuşmak çocuğun mizacı açısından dikkat gerektiren konulardandır.
SORUMLULUĞU SAHİBİNE BIRAKMAK
Çocuk için önemli gelişim görevlerinden biri de çocuğun, sorumluluk bilinci kazanmasıdır. Bu bilinci kazanabilmesi için çocuğunuza sorumluluk alma alışkanlığını kazandırmak ve almış olduğu sorumlulukların çözüm yolunu ve alternatif seçeneklerin tercihini kendisine bırakmak gerekmektedir. Aksi düşünüldüğünde ise almış olduğu sorumluluğu çocuğun yapmadığı takdirde, ya da belirlenen bir sınırı aştığında sonuçları ile onu karşı karşıya bırakmak da son derecede önemlidir.
Çocuklar için yapabileceği ölçüde sorumluluk almak ve başarılı olabilmek, özgüven ve sorumluluk bilinci kazanma açısından önemlidir. Örneğin, çocuk oynadığı oyuncakları kendisi toplamalıdır ve oynamak istediği eşya için eşyanın sahibinden izin istemesi gerekmektedir. Çünkü yapılan eylemler, eylemleri gerçekleştiren kişinin sorumluluğundadır. Bu sebeple olumlu davranış sergilendiğinde övgü alan çocuğun olumlu davranış sergilemediği durumda da gerekli açıklamayı yapması gerekmektedir.