Çocukların sahip olduğu yeteneklerinin, içlerinde yer alan potansiyellerinin ortaya çıkarılabilmesi için bir dizi öğrenme sürecinden birlikte geçiyorlar. Hatta maddi imkanları çerçevesinde, kurslara, eğitimlere gönderiyor; farklı eğitim uygulamalarını denemekten de çekinmiyorlar.
Toplum tarafından özellikle ‘matematik, fen bilimleri, kodlama’ gibi sayısal ağırlıklı derslerde başarılı olan öğrencilerin ‘zeki’ olarak adlandırılıp sözel ağırlıklı derslere başarılı gösterenlere ise “diğerine göre daha az potansiyele sahip” deniliyor. Kendini gerçekleştirme fırsatı tanınmayan çocuklara yapılan bu sınıflandırma, onların ister istemez strese girmesine ve hangi alanda başarılı ve mutlu olacağını bilememesine neden oluyor.
Halbuki zeka, ‘bilişsel yetenekler çerçevesinde üretim yapabilme ve her insanın içinde bulunan yetenek ve beceriler’ olarak tanımlanır. Dolayısıyla herkesin kendine göre bir öğrenme tarzı vardır. İşte bu noktada, aslında gençlere ve ebeveynlere önemli bir çıkış kapısı verilerek onları rahatlatmak gerekiyor: Her bireyin öğrenme süreci birbirinden farklıdır. Bunu bizlere kanıtlayan bir kuramdan bahsederek ebeveynleri ve gençleri rahatlatmak gerekir. Renkli Yetenek ailesi olarak Eğitim Yaklaşımlarımız içerisinde çoklu zekaya da yer vermekteyiz.
Çoklu Zeka Kuramı Nedir?
İçerik 👇
Çoklu zeka kuramı, insanların sadece sayısal, sözel olarak sınıflandırılmaması gerektiğini ve her insanın kendi potansiyel ve kapasitesine göre öğrenme gerçekleştirebileceğini savunuyor. Kuramın savunucusu ise Harvard Üniversitesinde araştırmalarını yürüten başarılı bir nöropsikolog olan Howard Gardner’dır. Pek çok kez kullanılan IQ zeka testlerinin, insanların potansiyelini ölçme noktasında yetersiz olduğunu savunmuştur. Elbette kendi yüzyılında ortaya attığı bu düşünceler Gardner’ın meslektaşları tarafından tepkiyle karşılanmıştır.
Howard Gardner’a göre, insan beyni hem kalıtımdan gelen aktarımla, hem de yaşantı ile geliştirilebilir. Her insanın kendine göre gerçekleştirebileceği bir potansiyeli vardır. Önemli olan, doğru noktalara basarak bu potansiyeli ortaya çıkarmaktır.
Gardner, 1983 yılında yayınlamış olduğu Zihnin Çerçeveleri kitabında insanın potansiyel gücünün onu çok etkilediğini ifade eder. Kişinin bir alandaki başarısı, bir diğer alandaki potansiyeli ile kıyaslanabilecek kadar basit olmadığını ifade etmiştir.
Çoklu Zeka Kuramının İlkeleri
Çoklu zeka kuramı, ilkesel bakımdan zeka türünün birden fazla olduğunu savunan bir kuramdır. Bu kurama göre en önemli nokta ‘insan zekasının geliştirilmeye çok açık’ olmasıdır. Bu bağlamda, geliştirmeye açık olduğunu kanıtlayan pek çok ilkeye sahiptir. Bunları şu şekilde ifade edebiliriz:
- Kalıtsal olarak herhangi bir anormallik ile dünyaya gelmemiş her bireyin çoklu zekası vardır.
- Çoklu zeka, her bireyde farklı olabilir.
- Her zeka tipinin bireye ve potansiyeline katkısı farklıdır.
- Birey, en çok hangisine yoğunlaşırsa en hızlı o zekası gelişecektir.
- Her birey, kendindeki potansiyeli fark edebilir ve kendini geliştirebilir.
- Her birey, zekasını ve zekanın gelişimini kendi değerlendirebilir.
- Dikkat, algılama, hatırlama ve bellek açısından her zeka farklıdır.
- Zeka, sadece doğuştan kazanılmaz.
- Kalıtım kadar yaşantı ve çevre de bireyin potansiyelini çıkarma konusunda etkilidir.
- Kişinin sahip olduğu gizil güçlerini ortaya çıkarması için farklı yollar denenebilir.
Görüldüğü gibi Gardner tarafından geliştirilen çoklu zeka kuramı, zekaya ilişkin eski anlayışları yıkmış, yerine yepyeni bir anlayış ve bakış açısı getirerek bilgiye ve bilgiyi işlemeye dair olan tabuları yıkmayı başarmıştır.
Çoklu Zeka Kuramı ve Boyutları
Gardner, çoklu zeka kuramı içerisinde insanın geliştirilebilen ve hayatı boyunca farklı işlevlerde kullanabileceği 8 farklı zeka boyutu olduğunu söylemiştir. Ayrıca bu zeka boyutlarının her bireyde farklı seviyelerde bulunabileceğinin de altını çizmiştir. Bu zeka bölümleri şu şekildedir:
- Sözel-Dilsel Zeka
- Görsel-Mekansal (Uzaysal) Zeka,
- Mantıksal-Matematiksel Zeka
- İçsel-Kişiye Dönük Zeka
- Müziksel-Ritmik Zeka
- Doğacı Zeka
- Bedensel-Kinestetik Zeka
- Sosyal-Kişiler Arası Zeka
Çoklu Zeka Kuramı Bölümleri
Gardner’ın ortaya çıkardığı çoklu zeka kuramı içinde yer alan 8 zeka tipini inceleyelim:
1. Sözel-Dilsel Zeka
Bu zeka tipine sahip olan kişi kendini sözlü ve yazılı olarak rahatça ifade edebilir. Bir dilin öğrenilmesi için gerekli olan beceriler bu kişilerde fazlasıyla bulunur. Anadil okuryazarlığı geliştirilmeye açıktır. Özellikle şairler, hatipler, yazarlar, Türkçe ve edebiyatla uğraşan kişiler bu zeka boyutuna sahiptir. Bu zeka tipini geliştirmek isteyen kişilerin bol bol kitap okumaları fayda sağlayacaktır.
2. Görsel-Mekansal(Uzaysal) Zeka
Bu zeka tipinde, şekil, renk ve resim bilişi gelişmiştir. Düşüncelerini ve algıladıklarını aktarma yolunda birey şekil, imge ve çizgilerle düşünür ve anladıklarını bu tarzda yapılandırır. Görsel zekaya sahip bireyler, hayalcidir; sanata yatkındırlar. Boyalar ve tasarımla ilgilenirler. Mimariye, heykel sanatına, resim yapmaya ilgi duyarlar. Fotoğrafçılıktan ve resim öğretmekten hoşlanırlar. Karikatüre meraklıdırlar.
3. Mantıksal-Matematiksel Zeka
Sayılarla çalışmaktan hoşlanan ve sayıları anlamlandırabilme yetisi gelişmiş olan insanlardır. Neden-sonuç ilişkisi kurma, hesaplama yapma, zihinsel işlemleri diğer bireylere nazaran daha çabuk yapabilmeleriyle bilinirler.
Ekonomistler, bilim adamları, istatistikçiler, matematikle ilgilenenler bu zeka tipine sahiptir. Bu çoklu zeka boyutu, ülkemizde de toplum tarafından önemli azledilir, bu sebeple sayısal derslerle ilgili korkusu oluşan öğrenciler, mantıksal-matematiksel zekaya sahip olsalar dahi bu zeka tipinin gelişmesinde kendilerine set vurmaktadır. Çoklu zeka kuramı çerçevesinde, her zeka boyutunun aynı derecede olduğunu ve hiçbir zeka boyutunun diğerinden daha önemli olmadığını unutmamak gerekir.
4. İçsel-İçe Dönük Zeka
Daha çok karakter ve kişiliğin farkındalığı ile ilgilidir. Bu zeka tipi gelişmiş olan bireyler, özgürlüğünün kısıtlanmasından hoşlanmaz ve bireysel çalışmayı tercih ederler. Kendi duygu ve düşüncelerine olan farkındalıkları yüksektir, dolayısıyla bunları ifade ederken zorlanmazlar. Kendi başlarına karar alabilirler, gruplardan bağımsız hareket edebilirler. Yazarlar, psikoterapistler, bilim adamları, filozoflar bu zeka tipi baskın olanlar olarak söylenebilir.
5. Müziksel-Ritmik Zeka
Melodilerle düşünen, sesleri tanıma ve geliştirebilme becerisi kuvvetli olan bir zeka boyutudur. Gardner, sürekli müzik ile iç içe bir yaşantısı olan bireyin bu becerisinin de doğru orantılı olarak gelişeceğini söylemektedir. Müziğe maruz kalan, bir müzik aleti çalan, şarkı söylemeye yönlendirilen kişilerin bu çoklu zeka boyutu da artacaktır. Müzisyenler, besteciler, söz yazarlarının bu zeka boyutu baskındır.
6. Doğacı Zeka
Doğaya duyarlı ve hayvanları seven insanlarda gelişmiş düzeyde bulunan zeka tipidir. Bu zeka tipi baskın olan bireyler; doğaya, bitki ve hayvanlara duyarlıdır. Doğayla iç içe olmaktan ve incelemekten, gezmekten hoşlanırlar. Fotoğrafçılar, zoologlar, botanikle uğraşan bireyler, tıp alanında görev yapanlar, dağcılık ve izcilik ile ilgilenenler bu zeka tipine örnek gösterilir.
7. Bedensel-Kinestetik Zeka
Bu zeka tipi bedensel koordinasyon ve güce sahip olmanın yanı sıra esnek ve hızlılığı içerir. Sadece fiziksel değil zihinsel bakımdan da kendini ifade etme ve hızlı düşünebilme kapasitesi yüksektir. Bu zeka tipine sahip olan bireyler kaslarını koordine biçimde kullanabilirler. Cerrahlar, aktörler, mesleki ustalık gerektirecek heykeltıraşlık, dansçıların bu zeka boyutu gelişmiştir.
8. Sosyal-Kişiler Arası Zeka
İnsanlarla ilişki kurma ve etkileşimi attırmakta zorluk yaşamayan, grupla çalışabilen, iletişime ve uyuma açık olunan bir zeka tipidir. Bu zeka tipine sahip olan kişilerin sosyal ilişkileri kuvvetlidir, empati kurabilirler. Fazla sayıda arkadaşları vardır ve liderlik vasıflarına sahiptirler. Politikacılar, rehberler, öğretmenler bu zeka tipi baskın olan kişilerdir.