Çocuğunda kekemelik belirtileri gören ebeveynler, genellikle büyük bir endişe ve belirsizlik yaşar. “Bu durum geçici mi, yoksa hayat boyu sürecek bir problem mi?” diye düşünmekten kendini alamayan aileler çok fazla.
İçerik
Toggle2-5 yaş arası dönemde başlayan konuşma akıcısızlıkları bazen normal gelişimin bir parçası olabiliyor, bazen de ciddi müdahale gerektiren kalıcı bir duruma işaret ediyor.

Kekemeliğin geçici mi kalıcı mı olacağını anlamak için erken dönemde doğru değerlendirme yapmak çok önemli. Kekemelik 6 aydan uzun sürerse, çocuk 3 yaşından sonra kekelemeye başladıysa ya da ailede kekemelik öyküsü varsa, kalıcı olma riski ciddi şekilde artıyor.
Uzmanlar, okul öncesi dönemde yapılan müdahalelerin, okul çağı ve yetişkinlik dönemine kıyasla çok daha başarılı sonuçlar verdiğini söylüyor.
Bu makalede, kekemeliğin hangi durumlarda geçici, hangi durumlarda kalıcı olduğunu anlamanıza yardımcı olacak bilgiler bulabilirsiniz. Ayrıca erken tanı yöntemleri ve etkili müdahale stratejilerini de ele alacağım.
Ebeveynlerin bu süreçte nasıl davranması gerektiği ve profesyonel yardım almanın zamanlaması konusunda da pratik rehberlik sunmak istiyorum.
Çocuğum Kekeliyor: İlk Belirtiler ve Tanı

Çocuklarda kekemelik belirtileri genellikle 2-5 yaş arasında ortaya çıkıyor. Ses tekrarları, uzatmalar ya da konuşma duraklamalarıyla kendini gösterebiliyor.
Bu belirtileri, normal konuşma gelişiminden ayırt etmek gerekiyor. Doğru tanı ve müdahale için bu farkı görebilmek çok değerli.
Kekemelikte Yaygın Davranışlar
Çocuğum kekeliyor diye düşünen aileler, bazı davranış kalıplarını gözlemlemeli. Kekemelik genellikle üç şekilde ortaya çıkıyor:
- Tekrarlar: “B-b-b-ben”, “Ma-ma-mavi” gibi ses ya da hece tekrarları
- Uzatmalar: “Mmmmama”, “Ssssabah” şeklinde seslerin uzaması
- Bloklar: Konuşma sırasında aniden durup ses çıkaramamak
Çocuklar kekelediklerinde bazen göz kırpma, dudak titremesi veya baş sallama gibi fiziksel hareketler de yapıyor. Bunlar, konuşma zorluğunu aşmak için gelişen bilinçsiz çabalar aslında.
Kekemelik şiddeti günün farklı saatlerinde ya da değişik ortamlarda değişebiliyor. Heyecan, yorgunluk veya stres arttığında belirtiler de artabiliyor.
Kekemelik ve Konuşma Akıcılığı Arasındaki Fark
Konuşma akıcılığı bozuklukları ile normal gelişim sürecindeki takılmaları birbirinden ayırmak önemli. Her çocuk, konuşmayı öğrenirken ara sıra takılır.
Normal gelişimde şunları görebilirsiniz:
- Kelime aralarında “ee”, “şşş” gibi doldurucu sesler
- Cümle başında hafif tereddütler
- Heyecanla anlatırken geçici takılmalar
Çocuklarda kekemelik ise daha sistematik ve tutarlı bir şekilde kendini gösteriyor. Aynı ses ya da hecede sürekli takılma, konuşurken görünür bir çaba ve fiziksel gerginlik varsa, bu kekemelik belirtisi.
Belirtiler altı aydan uzun sürdüyse, kalıcılık riski artıyor. Böyle bir durumda mutlaka profesyonel değerlendirme şart.
Kekemelikte Özbilinç ve Kaygının Rolü
Çocuklar büyüdükçe konuşma zorluklarının farkına varmaya başlıyor. Bu da “konuşma kaygısı“ gelişmesine yol açabiliyor.
3-4 yaşından küçük çocuklar genellikle kekemeliklerinin farkında olmuyor. Bu yaşlarda müdahale etmek daha kolay çünkü henüz olumsuz davranış kalıpları yerleşmemiş oluyor.
5 yaşından sonra çocuklar konuşmaktan kaçınmaya başlayabiliyor. Zor kelimeleri değiştirme stratejileri geliştirebiliyorlar ya da sosyal ortamlarda çekingenleşebiliyorlar.
“Çocuğun özgüvenini korumak, kekemelik tedavisinde bence en temel koşul.”
Aileler çocuğun konuşma şekline değil, söylediklerine odaklanmalı. “Yavaş konuş” veya “tekrar et” gibi uyarılar, çocuğun kaygısını artırıp kekemeliği daha da kötüleştirebiliyor.
Gelişimsel ve Kalıcı Kekemelik: Farklar ve Tanı
Kekemeliği gelişimsel ve kalıcı olarak iki ana kategoriye ayırıyoruz. Bu ayrımı bilmek, doğru yaklaşımı seçmek için gerçekten önemli.
Gelişimsel Kekemelik Nedir?
Gelişimsel kekemelik, çocukların dil gelişimi sırasında yaşadığı oldukça doğal bir aşama. Genellikle 2-5 yaş arası dönemde ortaya çıkıyor ve çoğu zaman geçici oluyor.
Gelişimsel akıcısızlık diye de geçiyor bu süreç. Çocuklar kelime hazinesini hızla genişletirken, motor becerileri henüz tam olgunlaşmadığı için takılmalar yaşayabiliyor.
Burada öne çıkan özellikler şöyle:
- Kelimelerin başında tekrarlar (“ba-ba-baba”)
- Ara sıra yaşanan uzatmalar
- Çocuğun durumdan rahatsızlık duymaması
- Konuşurken fiziksel bir gerilim olmaması
%75 oranında kendiliğinden iyileşme görülüyor. Çoğu çocuk, 6 yaşına kadar bu sorunu kendi başına aşıyor.
Kalıcı Kekemeliğin Belirtileri
Kalıcı kekemelik ise daha ciddi bir konuşma bozukluğu ve mutlaka müdahale gerektiriyor. Çocuk kekemeliğinin farkında ve bundan rahatsız oluyor.
Kalıcı kekemeliğin başlıca belirtileri şöyle:
- Fiziksel gerilim: Göz kırpma, baş sallama, yüz kaslarında gerginlik
- Bloklar: Hiç ses çıkaramama durumları
- Uzun süreli takılmalar: Aynı hece veya seste uzun süre kalmak
- Kaçınma davranışları: Konuşmaktan çekinmek, kelime değiştirmek
- Duygusal tepkiler: Üzülmek, utanmak, kızmak
Çocuk konuşurken adeta savaş veriyor ve kekemelikle mücadele etmeye çalışıyor. Zamanla bu durum daha da belirginleşip sosyal ilişkilerini etkileyebiliyor.
| Gelişimsel Kekemelik | Kalıcı Kekemelik |
|---|---|
| Farkındalık yok | Yüksek farkındalık |
| Fiziksel gerilim yok | Belirgin fiziksel semptomlar |
| Geçici takılmalar | Uzun süreli bloklar |
| Rahatsızlık yok | Duygusal rahatsızlık |
Kekemelikte Risk Faktörleri
Genetik faktörler kekemeliğin gelişiminde başrolde. Eğer ailede kekemelik öyküsü varsa, çocuklarda risk 3-4 kat artıyor.
Diğer önemli risk faktörleri şöyle:
- Cinsiyet: Erkek çocuklarda 4 kat daha sık rastlanıyor.
- Yaş: 2-5 yaş arası kritik bir dönem.
- Nörolojik faktörler: Beyin gelişimindeki bazı farklılıklar etkili olabiliyor.
- Dil gelişimi: Hızlı kelime öğrenimi de bir etken.
Ailenin yaklaşımı ve çevresel stres, kekemeliği daha belirgin hale getirebilir ama asıl sebep değildir. “Yavaş konuş” veya “Tekrar söyle” gibi öneriler bazen iyi niyetli olsa da çocuk için baskı oluşturabiliyor.
Erken yaşta başlayan ve 6 aydan uzun süren takılmalar daha fazla dikkat istiyor. Özellikle çocuğun cinsiyeti erkekse ve ailede kekemelik öyküsü varsa risk daha da yükseliyor.
Geçici ve Kalıcı Kekemelik Arasındaki Temel Kriterler
Kekemeliğin geçici mi yoksa kalıcı mı olduğunu anlamak için bazı kriterler göz önünde tutuluyor. Bu değerlendirmeyi dil ve konuşma terapistleri yapıyor.
Süre kriteri en belirgin gösterge:
- 6 aydan kısa süren takılmalar genellikle geçici oluyor.
- 12 aydan uzun süren kekemelikte kalıcı olma riski artıyor.
- 18 ayı geçen durumlarda kendiliğinden iyileşme şansı azalıyor.
Şiddet değerlendirmesi de önemli.
“Çocuğun takılmalarını bilerek yapmadığını bilmek gerek.”
- Takılmanın sıklığı (günde kaç kez?)
- Takılmanın süresi (her biri ne kadar sürüyor?)
- Eşlik eden davranışlar
Kekemeliğin Nedenleri ve Etkileyen Faktörler
Kekemelik çoğunlukla genetik yatkınlık ve beyin gelişimi ile ilgili nedenlerden ortaya çıkıyor. Çevresel faktörler de var olan yatkınlığı tetikleyebiliyor ya da şiddetini artırabiliyor.
Genetik ve Aile Geçmişi
Araştırmalar, kekemeliğin %60-80 oranında kalıtsal olduğunu gösteriyor. Ailede kekemelik öyküsü varsa, çocuklarda görülme ihtimali 3-4 kat artıyor.
Özellikle birinci derece akrabalarda (anne, baba, kardeş) kekemelik varsa, risk çok daha yüksek. Erkek çocuklarda bu oran kızlara göre belirgin şekilde fazla. Tek yumurta ikizlerinde görülme oranı %76’yı bulurken, çift yumurta ikizlerinde %32 civarında.
Genetik yatkınlık, tek başına yeterli olmuyor. Çevresel faktörlerle birleşince kekemelik ortaya çıkabiliyor. Ailede öykü varsa, çocuğun konuşma gelişimini daha yakından izlemek iyi bir fikir.
Nörofizyolojik ve Dil Gelişimi Etkenleri
Beyin görüntüleme çalışmaları, kekeme bireylerin konuşma merkezlerinde bazı farklılıklar olduğunu ortaya koyuyor. Sol beyin yarıküresindeki konuşma alanları tam olarak gelişmeyebiliyor.
Nörofizyolojik faktörler:
| Etken | Açıklama |
|---|---|
| Beyin asimetrisi | Sol beyin yarıküresinde konuşma alanlarının yetersiz gelişimi |
| Sinir iletimi | Motor kontrol bölgelerinde koordinasyon sorunları |
| Miyelin gelişimi | Sinir liflerinin olgunlaşma sürecinde gecikmeler |
Dil gelişiminde hızlı ilerleyen çocuklarda geçici takılmalar normal karşılanıyor. Kekemelik genellikle 2-5 yaş arasında başlıyor. Bu dönemde kelime dağarcığı hızla artarken, motor beceriler bazen aynı hızda gelişemiyor.
Çevresel ve Psikososyal Faktörler
Çevresel faktörler kekemeliğin ana nedeni değil. Ancak var olan yatkınlığı tetikleyip şiddetini artırabiliyorlar. Stresli olaylar ve aile ortamı burada devreye giriyor.
Tetikleyici çevresel faktörler:
- Ani yaşam değişiklikleri (örneğin taşınma, yeni kardeş)
- Hızlı konuşma temposu olan aileler
- Sürekli soru sorma ya da baskı oluşturma
- Çocuğun konuşmasını sürekli düzeltmek
“Kekemelik korku, kaygı ya da yanlış ebeveyn tutumundan kaynaklanmaz; ama bu faktörler durumu ağırlaştırabilir.”
Sosyal baskı ve zorbalık, kekemeliği sürdüren etkenler arasında. Çocuk konuşurken endişelendiğinde kas gerginliği artıyor ve takılmalar daha belirgin hale geliyor.
Kekemelikte Erken Müdahalenin Önemi
Erken müdahale, kekemelikte başarı şansını ciddi şekilde artırıyor. Çocuklarda kekemelik kalıcı hale gelmeden harekete geçmek, daha hızlı ve etkili sonuçlar getiriyor.
Ne Zaman Uzmandan Yardım Alınmalı?
Ebeveynler bazı uyarı işaretlerini gördüğünde bir dil ve konuşma terapistine başvurmalı. Kekemelik altı aydan uzun sürüyorsa, bu önemli bir uyarı.
Çocuk kekemeliğinin farkındaysa ve bundan rahatsızlık duyuyorsa, acil müdahale gerekiyor. Konuşmaktan kaçınma, “konuşamıyorum” gibi ifadeler kullanma ya da sosyal ortamlardan çekinme sıkça gözlenebiliyor.
Fiziksel gerginlik belirtileri:
- Yüz kaslarında gerilim
- Göz kırpma ya da kapama
- Baş sallama
- Ayak vurma ya da yumruk sıkma
Ailede kekemelik öyküsü varsa risk daha da artıyor. Bu durumda erken müdahale neredeyse şart.
Kekemelikte Erken Tanının Rolü
Konuşma terapisti, çocuğun konuşmasını kapsamlı şekilde değerlendiriyor. Kekemeliğin tipi, şiddeti ve çocuğun tutumu göz önünde bulunduruluyor.
Erken tanı sayesinde uygun tedavi planı oluşturulabiliyor. 2-5 yaş arasında başlayan kekemelik bazen kendiliğinden geçse de, risk faktörleri varsa profesyonel destek almak en doğrusu.
Terapist, çocuğun motor konuşma becerilerini ve dil gelişimini de inceliyor. Böylece tedavi planı kişiye özel hazırlanıyor.
Erken tanının avantajları:
- Hızlı müdahale şansı
- Daha iyi tedavi sonuçları
- Çocuğun özgüveninin korunması
- Sosyal gelişimin desteklenmesi
Beklemek mi Müdahale Etmek mi?
“Bekleyelim, geçer” düşüncesi her zaman işe yaramıyor. Özellikle risk faktörleri varsa, erken müdahale çok daha önemli.
2-5 yaş arasında gelişimsel akıcısızlıklar normal kabul ediliyor. Ancak kekemelik tedavisi gerekip gerekmediğini anlamak için uzman görüşü almak iyi olur.
Çocuğun konuşma gelişimini izlemek, akıcısızlıkların sıklığını ve şiddetini gözlemlemek gerekiyor.
Müdahale kararı alınırken çocuğun yaşı, kekemeliğin süresi ve ailedeki öykü dikkate alınıyor. Bu faktörler varsa beklemek yerine harekete geçmek daha doğru.
“Çocuğum kekeliyor” diye endişelenen aileler için en iyi yol, bir uzmana danışmak. Böylece hem çocuğun geleceği korunur hem de ailenin kaygıları azalır.
Kekemelik Tedavisinde Yaklaşımlar ve Uygulama Yöntemleri
Kekemelik tedavisinde, farklı yaş grupları için özel yöntemler mevcut. Tedavi süreci, çocuğun yaşına, kekemeliğin şiddetine ve aile desteğine göre şekilleniyor.
Konuşma Terapisi ve Yöntemleri
Dil ve konuşma terapisti ile yapılan düzenli seanslar kekemelik tedavisinin temelini oluşturuyor. Bu seanslarda çocuğun yaşına uygun teknikler öne çıkıyor.
Küçük çocuklarda oyun temelli aktiviteler tercih ediliyor. Yavaş konuşma, derin nefes alma ve ritimli konuşma gibi teknikleri terapist çocuğa bire bir öğretiyor.
Terapist, konuşma kalıplarını düzeltmeye odaklanıyor. Okul çağındaki çocuklarda daha karmaşık yöntemler devreye giriyor:
- Akıcılık şekillendirme teknikleri
- Hece zamanlı konuşma (“Robot Konuşması”)
- Video öz modelleme
- Nefes kontrol egzersizleri
Çocuk, kekemelik tedavisinde günlük yaşamda öğrendiklerini uygulamalı. Sabır ve tekrar, bu süreçte gerçekten önemli.
Ailelere Yönelik Destekleyici Stratejiler
Aileler kekemelik tedavisinde oldukça kritik bir rol üstleniyor. Evde doğru yaklaşım, tedavinin etkisini artırabiliyor.
Sakin ve destekleyici bir ortam yaratmak şart. Aileler çocuğun konuşmasını tamamlamadan, göz temasıyla ve sabırla dinlemeli.
Günlük rutinlerde uygulanabilir stratejiler şöyle:
| Yapılması Gerekenler | Kaçınılması Gerekenler |
|---|---|
| Yavaş ve net konuşma | “Dur, yeniden söyle” demek |
| Dinleme için zaman tanıma | Konuşmayı tamamlama |
| Pozitif geri bildirim | Aceleci davranış |
| Düzenli terapist görüşmeleri | Eleştiri ve baskı |
Aile üyeleri çocuğun başarılarını görmeli ve onu teşvik etmeli. “Çok güzel anlattın” gibi ifadeler, çocuğun kendine güvenini artırıyor.
Terapide Kullanılan Güncel Programlar
Modern kekemelik tedavisi kanıta dayalı programlarla ilerliyor. Bu programlar yaş gruplarına göre özelleştiriliyor.
Okul öncesi çocuklar için öne çıkan programlar:
- Lidcombe Programı
- Zaman aşımı teknikleri
- Oyun temelli terapi yöntemleri
Okul çağındaki çocuklarda ise şunlar kullanılıyor:
Restart DCM Talep ve Kapasiteler Modeli, Palin PCI Terapisi ve Yaşa Özgü Bilişsel, Duygusal ve Davranışsal Analiz gibi programlar okul çağı tedavisinde öne çıkıyor.
Westmead Programı ile hece zamanlı konuşma öğretiliyor. Yöntem, çocukların yaklaşık yarısında kekemelik şiddetini azaltmış.
Video öz modelleme, 8 yaş altı çocuklarda umut verici sonuçlar veriyor. Terapist, çocuğun ihtiyaçlarına göre en uygun yöntemi seçiyor.
Ebeveyn Yaklaşımı ve Evde Dikkat Edilmesi Gerekenler
Ebeveynlerin iletişim şekli ve evde yarattıkları atmosfer, çocuklarda kekemelik üzerinde ciddi bir etkiye sahip. Doğru dinleme teknikleri ve uygun ortam, iyileşme sürecine destek oluyor.
Destekleyici Dinleme ve İletişim
“Çocuğum kekeliyor” diyen bir ebeveynin tutumu gerçekten çok önemli. Çocuk konuşurken cümlesini tamamlamak yerine sabır göstermek gerek.
Göz teması kurup çocuğu dinlemek, ona değerli hissettiriyor. Acele etmeyin mesajı, çocuğun konuşma kaygısını azaltıyor.
Çocuğa zaman vermek, konuşma sırasında çok işe yarıyor. “Yavaş konuş” veya “dur, yeniden söyle” gibi direktifler yerine, kendi hızında konuşmasına izin vermek daha iyi.
“Ne söylediğin çok ilginç, devam et” gibi cümleler, çocuğun kendini ifade etme isteğini artırıyor.
Çocuğa Uygun Ortam Sağlama
Evde sakin ve huzurlu bir atmosfer yaratmak, konuşma bozukluğu yaşayan çocuklar için büyük bir destek. Aile, yavaş ve net konuşarak çocuğa örnek oluyor.
Günlük rutinlerde aceleye getirmemek önemli. Sabah hazırlıkları ya da yemek saatlerinde çocuğa baskı yapmak, işleri zorlaştırabiliyor.
Ebeveynlerin dikkat etmesi gereken ortam faktörleri:
- Televizyonun sesini kısmak
- Aynı anda çok kişinin konuşmaması
- Çocukla bire bir kaliteli zaman geçirmek
- Sessiz aktiviteler için alan yaratmak
Soru sorma şekli de önemli. Açık uçlu sorular yerine, çocuğun rahatça cevaplayabileceği basit sorular sormak daha iyi sonuç verebiliyor.
Yanlış İnançlardan Kaçınma
Toplumda hâlâ “korktuğu için kekeme oldu” gibi yanlış inanışlar var. Bu, ailelerin kendini suçlu hissetmesine yol açabiliyor. Oysa kekemelik kimsenin hatası değil.
“Konuşma pratiği yapsın” diye çocuğu zorlamak, genellikle ters etki yaratıyor. Çocuğun konuşmaya zorlanmaması, doğal gelişimini destekliyor.
Kaçınılması gereken yanlış yaklaşımlar:
- “Derin nefes al” demek
- Kekemeliğe aşırı odaklanmak
- Sürekli düzeltmek
- “Normal konuş” baskısı yapmak
Çocuğun kekemeliğini tamamen görmezden gelmek de doğru değil. Eğer çocuk rahatsızsa, duygularını ifade etmesine izin vermek ve anlayış göstermek gerekiyor.
Frequently Asked Questions
Kekemelikle ilgili ebeveynler genellikle başlangıç yaşı, nedenleri ve tedavi yolları hakkında sorular soruyor. Çocukluk çağı kekemeliği konusunda sıkça sorulan bazı sorulara bakalım.
Çocuklardaki kekemelik durumları genellikle ne zaman başlar?
Kekemelik çoğunlukla 2-5 yaş arasında ortaya çıkıyor. Bu dönem, çocukların dil gelişiminin hızlandığı ve konuşma becerilerinin şekillendiği kritik bir zaman.
Erken yaşlarda görülen kekemelik bazen gelişimin bir parçası olabiliyor. Bazı çocuklarda geçici kalırken, bazılarında kalıcı hale gelebiliyor.
4 yaş civarında çocuklar, akranlarından olumsuz tepkiler almaya başlayabiliyor. Bu yüzden erken tanı ve müdahale önemli.
Çocuklarda kekemeliğin nedenleri nelerdir?
Kekemeliğin kesin nedeni hâlâ net değil ama korku, kaygı, stres gibi psikolojik faktörler genellikle neden olmuyor. Yanlış ebeveyn tutumu da kekemeliğe yol açmıyor.
Kekeleyenler dünyaya fizyolojik olarak yatkınlıklarla geliyorlar.
Çevresel faktörler kekemeliğin şiddetini etkileyebiliyor, fakat temel sebep genellikle genetik ve nörolojik farklılıklar oluyor.
Erkek çocuklarda kekemeliğin kalıcı olma ihtimali, kızlara göre daha yüksek. Bu, hormonal ve nörolojik farklılıklarla ilgili olabilir.
Kekemelik tedavisinde hangi yöntemler etkilidir?
Okul çağındaki çocuklar için öne çıkan tedavi yöntemleri:
- Restart DCM Talep ve Kapasiteler Modeli
- Palin PCI Terapisi
- Yaşa Özgü Bilişsel, Duygusal ve Davranışsal Analiz
- Camperdown Programı gibi konuşma yapılandırma teknikleri
- Lidcombe Programı ve zaman aşımı teknikleri
- Video öz modelleme
- Westmead Programı ve hece zamanlı konuşma teknikleri
Videolu öz modelleme özellikle 8 yaşından küçük çocuklar için uygun ve pratik. Akıllı telefon çağında uygulaması da oldukça kolay.
Erken müdahale kekemeliğin üstesinden gelmede ne kadar önemlidir?
Kekemeliğin tedavisi yaş ilerledikçe zorlaşır. Bu, kontrol etmenin güçleştiği ve tam iyileşme şansının azaldığı anlamına geliyor.
Okul öncesi çocuklar için kanıta dayalı tedaviler var. Fakat okul çağında işler biraz daha karışık; başarılı tedavi seçenekleri pek fazla değil.
Kekeme olan çocukların %80’den fazlası ilkokulda konuşmaları konusunda zorbalığa uğrar
Çocuğa erken müdahale edildiğinde, konuşmaya karşı olumsuz bir tutum geliştirmesini önleyebilirsiniz. Eğer geç kalırsanız, çocuk konuşma gerektiren ortamlardan uzak durmaya başlayabilir—kim ister ki böyle bir şeyi?
Çocuklardaki kekemelik belirtileri nelerdir?
Kekemelik te-te-tekrarlar, uuuuuzatmalar ve bloklarla kendini gösteren bir akıcılık bozukluğu. Bunları çocuğun günlük konuşmasında gözlemleyebilirsiniz.
Diğer önemli belirtileri şöyle sıralayabiliriz:
| Belirtiler | Açıklama |
|---|---|
| Hece tekrarları | Belirli hecelerin yinelenmesi |
| Ses uzatmaları | Seslerin normalden uzun sürmesi |
| Konuşma blokları | Seslerin hiç çıkamaması |
| Kaçınma davranışları | Konuşmaktan kaçınma |
Çocuğun konuşmaktan kaçınmaya başlaması ve takılmalarından rahatsız olup bunu dile getirmesi, göz ardı etmemeniz gereken uyarı işaretleri.
Kekemelik ile ilgili hangi uzmanlara başvurulmalıdır?
Dil ve Konuşma Terapisti kekemelik tedavisinde ilk başvurulacak uzmandır. Konuşma bozuklukları konusunda özel eğitim almışlardır.
Çocuk psikologu ya da çocuk psikiyatristi ise eşlik eden kaygı bozukluğu durumlarında devreye girer.


